Mevlid-i Nebi Yarışması’da Denizli ilinde dereceye giren öğrenciler umre ile ödüllendirildi
Diyanet İşleri Başkanlığınca 2018 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası etkinlikleri kapsamında 81 ilde gençlere yönelik düzenlenen yarışmada Denizli'de dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.
“Gençlik Buluşması” kapsamında Denizli İl Müftülüğü tarafından Denizli Polis Evi’nde üniversiteli gençlerin katılımıyla bir program düzenlendi.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı’nın konuşmacı olarak katıldığı program Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programın açış konuşmasını yapan İl Müftüsü Mehmet Aşık, Denizli’de yarışmaya katılan üniversiteli gençlerin birçok büyükşehire oranla daha fazla olduğunun gururunu yaşadıklarını dile getirerek şöyle devam etti:
“Yarışmada dereceye giren birer kız ve erkek öğrencinin umre hediyesini Diyanet İşleri Başkanlığı karşıladı. Diğer 29 öğrencinin umre masraflarını ise Denizli İl Müftülüğümüz, Türkiye Diyanet Vakfı Denizli Şubesi ve hayırsever Denizliler karşıladı. Böylece yarışmaya katılan toplam 31 genci umreye gönderecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
Mevlid-i Nebi Yarışması’na katılan diğer öğrencilere ise Merkezefendi Müftülüğü ile TDV Merkezefendi Şubesi’nin katkılarıyla çeşitli hediyeler verildi.
Ödüllerin verilmesinin ardından gençlere hitap eden Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı ise Allah Resulünü (s.a.s.) tanımanın ve onu örnek almanın önemine dair bir konuşma yaptı. Martı, sadece Peygamber sevgisi ile yetinilmemesi, bu sevginin mutlaka O'nu iyi tanımayla desteklenmesi gerektiğini vurgulayarak "İnsan ancak tanıdığı, aşina olduğu insanı model alabilir" dedi.
“Yüreğimizdeki Peygamber sevgisini ancak onu iyi tanıyarak pekiştirebiliriz”
Prof. Dr. Martı, bugünün insanları olarak hadisleri anlamada karşılaşılabilecek çeşitli anlama zorluklarının bulunduğuna işaret ederek, Asr-ı Saadet ile aramızdaki zaman ve mekân farkının anlam dünyasında buluşmaya engel olmasının, onu anlama ve tanımada ısrarcı olmakla aşılabileceğini vurguladı.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, son zamanlarda gündemi işgal eden Kur'an'la yetinme ve sünneti dışlama yaklaşımının genellikle hadis alanında uzman olmayan kişilerce benimsenen ve yürütülen bir faaliyet olduğunu belirtti. Müslümanca yaşamak için Kur'an'ı Sünnetten ayrı düşünmenin mümkün olmadığını belirten Martı, böyle bir tutumun insan ve toplum için ortaya çıkaracağı riskler üzerinde durdu.
“Hadis âlimlerinin yüzlerce yıllık emeği yok sayılamaz”
Medyada yapılan ve hadis rivayetlerine güvensizliği telkin eden kimi yayınlara kesinlikle itibar edilmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Martı, hadis âlimlerinin yüzlerce yıl büyük bir hassasiyet ile sürdürdüğü çalışmaların bizlere kıymetli bir hadis mirası bıraktığını söyledi. Bu mirasın gençlere emanet olduğunu dile getiren Martı, genç araştırmacıların hadis kültürünü güçlendireceğine, sünneti anlamaya ve yaşamaya hizmet edeceğine inandığını dile getirdi.
