Kadın... “(Veda Haccı yolculuğu esnasında) Ümmü Süleym Hz. Peygamber"in eşleriyle beraberdi. (Enceşe isimli) bir kılavuz onların develerini yönlendiriyordu. (Enceşe söylediği ezgilerle develeri hızlandırınca) Hz. Peygamber ona şöyle seslendi: "Ey Enceşe, kristalleri taşırken yavaş ol!”( Müslim, Fedâil, 72) hadisesi neticesinde Allah Rasulü’nün nazarıyla “el-kavârîr” yani bir kristal. Bulunduğu ortama renk veren, canlılık katan, parlayan billur. Karanlık yerde dahi kıymetini kaybetmeyen, asil duruşu ile cevherini yitirmeyen nur.

Beyaz ışığın cam prizmaya gönderildiğinde renklere ayrılması gibi etrafı kuşatan renkler kuşağı. Kara bulutların yağdırdığı rahmet damlalarının ardından bereketi müjdeleyen gökkuşağı.

Kadın...“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır...” (Hucurât Suresi, 49/13.) ilahi hitabıyla insanlığın var olması, varlığını devam ettirmesine katkı sağlayan iki cinsten biri. 

Birinin diğerine bir hakimiyeti yok, ancak takva iledir Cenab-ı Hakk katındaki değeri.

Kadın... “Ey insanlar! Kadınların haklarına riâyet ediniz! Onlara şefkat ve sevgi ile muamele ediniz! Onlar hakkında Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah’ın emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helal edindiniz!” (Müslim, Hac, 147)  nebevî beyanı ile sevgi ve şefkat dolu ellerde eman bulan, merhamete değer erdemli varlık.

İffetli duruşu, hayalı bakışı, edepli davranışı ve ahlaki tavırlarıyla öne çıkan, hareketleriyle örnek olan, her türlü methe ve övgüye layık.

Kadın...“Dünya (geçici) bir nimettir. Dünyanın en değerli nimeti ise iyi/saliha kadındır.” (Müslim, Radâ, 64) ifadesi ile fani olan bu alemde kalıcı olmayan nimetleri, ilahi buyrukların doğrultusunda, faziletlerin gölgesinde lütfa dönüştüren iyilik kaynağı. Kanaati ile gönlü zengin, samimiyeti ile muhabbeti derin, merhameti ile şefkat odağı.

Kadın… “İlim öğrenmek kadın-erkek her Müslümana farzdır.” (İbn Mâce, Mukaddime, 17) nebevi ifadesinin gereği, bilgiyle hikmeti birleştiren, irfanıyla görgüyü şekillendiren, dünyaya hükmeden beşiği sallayan, eldir o. Her daim ailesine, çevresine, yeryüzüne iyilik ve ihsan tohumlarını taşıyan, esenlik ve afiyet zerrelerini aşılayan, yeldir o.