Bayburt’un düşman işgalinden kurtuluşunun 104. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen programa ilişkin Diyanet Haber’e değerlendirmelerde bulunan İl Müftüsü Başoğlu; “Eğer bu güzide yerleri ziyaret edip ibret almazsak tarihin tekerrür etmesi kaçınılmazdır.” dedi.

Kurtuluş Savaşı yıllarında, Yukarı Kırzı Köyünde Ermeni çetelerinin işkencelerine maruz kalmamak ve namuslarını muhafaza etmek için, 17 Türk kadınının kendisini su kuyusuna atarak şehit olduklarını belirten Bayburt İl Müftüsü Başoğlu, şunları söyledi:

"Bugün kahraman şehitlerimizin aziz hatıralarını anmak ve anlamak için Kur’an Kursu’nda okuyan öğrencilerimizin "İffet Anıtı"nı ziyaret etmelerini sağladık. Vatan, mukaddesat ve namusları uğrunda can veren şanlı ecdadımıza, kahraman analarımıza Yüce Allah’tan rahmet diliyorum."

- Ecdadımız, gönüller fethetmiştir. Zulüm ve soykırım yapmamıştır

Kur'an kurslarında eğitim gören öğrencilere milli ve manevi değerleri öğretmenin öncelikli görevleri olduğunu belirten Başoğlu, "İlayı Kelimetullah davasını yeryüzünde hâkim kılmayı kendilerine gaye edinen şanlı ecdadımız ölürsem şehidim, kalırsam gazi şiarıyla nice şanlı fetihlere nail olmuştur. Gittiği her yere medeniyet götürmüştür. Şehirler inşa etmiş, medeniyetler kurmuştur. İslam’ın rahmet dolu muştusuyla gönüller fethetmiştir. Şanlı ecdadımız hiçbir millete zulüm ve soykırım yapmamıştır." ifadelerini kullandı.

Başoğlu şöyle devam etti:

- Vatan, mukaddesat ve namusları uğrunda can verdiler

Ne yazık ki 1916-1918 yılları arasında Rus işgali sırasında Rusların kışkırtmasıyla bir araya gelen Ermeni çeteler birçok vilayette soykırım yapmıştır. Bu soykırıma ve zulme uğrayan beldelerimizden biriside Yukarı Kırzı Köyüdür. Hiçbir savaş hukuku tanımayan Ermeni çeteleri, yaşlı, kadın, çocuk demeden masum halka toplu kıyımlar yapmış, iffetli kadınımızın namusuna, hain ellerini uzatmıştır. Namusunu canından aziz bilen analarımız iffetlerini muhafaza etmek için kendilerini su kuyusuna atarak şehit olmuşlardır.

- Geçmişten ibret almazsak tarihin tekerrür etmesi kaçınılmazdır

Kahraman analarımızın acı hikayelerini öğrencilere anlatmak için bugün buradayız. Eğer bu güzide yerleri ziyaret edip ibret almazsak tarihin tekerrür etmesi kaçınılmazdır. Geçmişini bilmeyen, köklerinden kopmuş bir nesil yetiştirmenin felaketini 15 Temmuz’da gördük. Geleceğimizin teminatı gençlerimize, bir yandan Kur’an eğitimi verirken diğer yandan da fen bilimlerini ve sosyal bilimlerini öğrenmeleri için özen gösteriyoruz. Değerler eğitimi ile milli şuurumuzu diri tutacak faaliyetlerde bulunuyoruz.”

İffet Anıtına ismini veren kahraman şehitlerle ilgili açıklamalarda bulunan Bayburt Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Resul Ertuğrul, yaşanan elim hadiseyi şu cümlelerle anlattı:

1916-1918 yıllarını kapsayan Rus işgali sırasında Bayburt Yukarı Kırzı Köyü'nde biri çocuk olmak üzere 18 kadın ve kız, köy nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan Ermenilerin zulmü karşısında namuslarını korumak için kendilerini su kuyularına atmışlardır.

- Bebeğimle kuyuya atlamaya kıyamıyorum. Benden sonra onu da atarsınız

Kuyuya atlayan bu kadınlardan birisi, dedem Hacı Bey Ertuğrul'un annesi Güllü hanımdır. Dedem o zaman kundakta bir bebekmiş. Annesi onu kuyunun kenarına bırakıyor ve "Bebeğimi kuyuya atmaya kıyamıyorum. Ben kuyuya atladıktan sonra onu da atarsınız,” diyerek kendisini su kuyusuna atıyor.

Yukarı Kırzı Köyü'nde yaşananlar, Türk kadınının özgürlüğüne, namusuna, iffetine olan düşkünlüğünün ve kutsal değerleri uğruna seve seve can vereceklerinin bir nişanesidir. Bu durum aynı zamanda yeryüzünde yaşanan ahlaksızlıklara, tecavüzlere ve zulümlere canı pahasına sessiz bir başkaldırıdır.”

Editör: Mehmet Çalışkan