Müftü Erhan, "Cebrail (a.s.)'in öğretmen, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s).'in öğrenci ve aynı zamanda sahabeyi eğiten, dini mübini İslam’ı öğreten olması dolayısıyla peygamberimiz (s.a.s.) bir öğretmendir. "Ben muallim olarak gönderildim" buyurmuştur” dedi.

Bütün milletlerin hedefinin iyi eğitilmiş nesiller olduğunu ifade eden Erhan, “Bir milletin veya devletin zenginliği, ekonomisi, yeraltı ve yerüstü kaynakları değil, ileriye taşıyabilecek eğitimli, iyi yetişmiş nesilleridir. Ancak eğitim alarak insan kâinata meydan okuyabilir. İnsanı kemale erdiren, olgunlaştıran almış olduğu eğitimdir. İnsani değer olan her şey aynı zamanda İslamidir. Biz aynı zamanda İslami eğitim ve öğretileri insana verirken insani değerleri de insanımıza aktardığımızı unutmamalıyız.” dedi.

Çocuklarımızın aile içerisine saçılmış birer inci gibi olduklarını vurgulayan müftü Erhan, “Hiçbir anne baba evladına güzel edepten, terbiyeden, iyi bir eğitimden daha üstün bir şey veremez. Bizimde gelecek nesilleri milli ve manevi duygularla en güzel şekilde bezemek ve eğitmek birinci temel görevimizdir. Bir eğitimci olarak bunları yaparken aynı zamanda rıza-i ilahiyi kazanma noktasında Müslüman bir eğitmenin sorumluluğu da olduğunu unutmamamız gerekiyor.” dedi.

Hz. Peygamberin eğitimde metodolojik bir çizgi izlediğini söyleyen Batman İl Müftüsü Erhan, “Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in eğitim metoduna baktığımız zaman, kendisi bir öğretmen olarak Mekke'de çevre ve etrafındakilere İslam’ı aktarırken bir metotla yapıyor bunu. Metodolojik bir çizgi izliyor. Hz. Peygamber (s.a.s.) anlattıklarını ve aktardıklarını hayatında yaşıyor. Biz eğitimcilerde öğrettiklerimizi hayatımıza aktardığımız zaman öğrencimizin dimağına erişir, gönül dünyasına inmiş, değişimine katkı sunmuş oluruz. Öğrencilerimizin gönlüne ve kalbine, manevi dünyalarına da hitap etmeliyiz.  Söylediklerimizi kendi hayatımızda yaşayarak anlatmalıyız ki, karşımızdakine bir etkisi olsun.” dedi.

Yaşayarak öğretmenin Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in metotlarından bir tanesi olduğunu söyleyen Erhan, “Biz eğitimciler olarak hep öğretim tarafı ile ilgileniyoruz. Kuru bilgileri aktararak derslerimizi bitiriyoruz. Oysaki bizim bir de eğitici tarafımız var. Onlara göstererek öğretip eğitmemiz gerekiyor. En güzeli, en doğruyu, en doğru şekli aktarmak için eğitim tarafına da eğilmemiz gerekiyor. Teknolojik imkânlarla herkes her bilgiye ulaşıyor ama kirli bilgiye de ulaşıyor. Biz temiz, doğru, hak ve hakikati, Kur'an ve Sünnet ışığında ki bilgiyi insanlara ulaştırmak için çaba ve gayret sarf etmeliyiz. Hz. Peygamber (s.a.s.), eğitimini tedrici bir şekilde yavaş yavaş yapıyordu. Yaşayarak öğrenme ve tedricilik hususunda özellikle duruyor ve sahabelere de bu şekilde eğitim vermelerini söylüyordu. Aşırıya gitmeden itidal ile öğretmek, Soru cevap usulüyle, örneklendirme yaparak, karakter ve ihtiyaca göre eğitmek, aktaracaklarınızı akıl süzgecinden geçirerek kıyas yaparak öğretin.” dedi.

Bizler birer mümin ve Peygamber varisiyiz diyen Müftü Erhan konuşmasını, “Gelecek nesillerimizi eğitmek için gönüllere dokunan, çağa hitap eden, güncel ve peygamberi metotları kullanmamız gerekiyor. Ve bunu yaparken de Hz. Peygamber gibi güler yüzlü, ahlaklı, nazik, kaba davranışlara karşı naif, bağırıp çağırmayan, ayıplamayan bir eğitimci olmamız gerekiyor. Güvenilir, merhametli, sabırlı, kolaylaştırıcı, hoşgörülü, anlayışlı, adaletli, pozitif, tatlı dilli bir eğitmen olarak çocuklarımızı eğitmemiz gerekiyor. Öğrencilerimizi ilim, irfan, ahlak, edep ve terbiye noktasında yetiştirmek için elinizden gelen çaba ve gayreti bu güne kadar sarfettiğiniz gibi bundan sonra da daha azimle ve bilinçle sarfetmek için azami gayret göstereceğinizden emin olarak hepinize teşekkür ediyorum.” şeklinde tamamladı.

Editör: Mehmet Çalışkan