Herkes her zaman hayatın her alanında başarılı olmak ister.

Kim Başarısız olmak ister ki!

Herkes hayatında başarılı olmak istiyorsa neden başarılı olamıyor acaba?

Cevabı çok açık: Yeterli rehberlik olmaması, sahip olunan ön yargılar, öğrenilmiş çaresizliklerle engelleri aşamamak, plansız yaşam ve başarı için gerekli olan çalışmaları yapamamak birçok insanın başarılı olmasını engelleyen etkenlerdendir.

İnsanlar çocukken yüksek eğitim almış kişilerin çocuklarının daha zeki olduğuna zanneder: mesela ilkokul yıllarında okullarda en başarılı olan çocuklar genelde öğretmen çocukları olarak bilinirdi. Diğer öğrenciler onları örnek almak, onlar gibi çalışmak yerine

 - O öğretmen çocuğu, doğuştan şanslı, doğuştan zeki der geçerdi.

Evet, öğretmen çocuğu olmak, eğitim-öğretim noktasında iyi bir rehbere doğuştan sahip olmak oldukça önemli ancak bu durum her şey demek değildir.

Öğretmen çocuğu eğitim ve bilgi ile çok erken tanıştığı için zihni erken gelişmeye başlamış olabilir ancak burada asıl dikkat edilmesi gereken her insanın zihni üzerine emek verilip, zihne doğru yöntemler ile yaklaşıldığında gelişmeye ve başarıya hazır olmasıdır.

Günümüzde çok hızlı değişen ve gelişen dünyada başarı, imkânların artmasıyla kolay hale gelmiş, her alanda çeşitliliğin çok fazla artmasıyla da zorlaşmıştır. Birçok yeni alanlar ortaya çıkmış, genel bilgiler yetmez olup çok detaylı bilgiler, incelikler ortaya çıkmış, dolayısıyla günümüzde geçmiş dönemlere oranla bu gelişmiş imkânları içselleştirebilecek, geliştirebilecek çok daha fazla gelişmiş zihinlere her dönemden daha fazla ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır.

Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta: günümüzde artık ihtiyaç çok fazla veri-bilgiye sahip olmak değil elde olan veriyi-bilgiyi, değerlendirme-kullanma becerisine sahip olmaktır. Gelişen internet-sanal âlem imkânlarıyla dijital hale gelen bilgi dünyasında her türlü bilgiye ulaşmak artık çok hızlı ve kolay hale gelmiştir. Ancak var olan bilgileri analiz edip, sentezleyerek yeni bilgi ve beceriler üretebilme yeteneği olan bir zihne sahip olmak günümüzde arzulanan ciddi başarıları yakalayabilmek için en önemli etken haline gelmiştir.    

Yüce Allah her insanı muhteşem yaratmıştır.

Biz insanı en güzel (Ehsen) bir biçimde, en güzel duygularla, ilâhî ahlâk ile ahlaklanacak güzellikte, hayat şartlarına katlanabilecek, dünyadaki sorumluluğunu üstlenebilecek mükemmeliyette imkân ve kabiliyetlerle (Takvim) yarattık. (Tin Süresi 4)

Ayeti kerimenin Arapça ibaresinde geçen “Takvim” kelimesine dikkat çekmek istiyorum. “kame” kökünden türetilen takvim kelimesi içerisinde: Kaim, yaptığın işin hakkını vermek, kıvam her şeyi yerli yerinde tam kıvamında yapmak gibi anlamları içerisinde barındırır. Yüce Allah her insanı ayette geçtiği şekliyle “Ehsen” en güzel, mükemmel, muhteşem yaratmıştır. Ancak insan, doğar doğmaz yürüyebilen, yüzebilen, birçok beceriyi hemen gösterebilen diğer canlılardan farklı olarak bu mükemmel potansiyeline kavuşabilmesi için çok uzun bir zamana ve çok iyi rehber, yol göstericilere ihtiyaç duyar. Kısaca her insan muhteşem yaratılmıştır ve her insan iyi bir rehber, gayretli bir çalışma sonucunda her türlü bilgi ve beceriyi öğrenme kapasitesine-potansiyeline sahiptir.

Biz de bu yazımızda başarılı olma yolunda bazı önerileri dile getirip, açıklayarak zaman ve gayret bedelini ödeyen herkesin başarılı olabileceğine sizleri ikna etmeye çalışacağız. Gayret bizden muvaffakiyet Yüce Allah’tandır.

Samimiyet: (Niyet) Öncelikle başarıyı, belli becerileri neden kazanmak istediğimizi ortaya çıkarmak gerekir. Eğer sadece dünyevi faydalar için başarıyı yakalamak istiyorsak bu tek boyutlu ve gelip geçici bir fayda ortaya çıkaracaktır. Hepimiz biliyoruz ki bu dünyada kısa süre konaklayacak bir misafir, sürekli hareketli bir yolcuyuz. Dolayısıyla sadece dünya işlerini düşünmek yerine ebedi, sonu olmayan ölüm sonrası ahiret hayatını da düşünerek planlar yapmak, niyetimizi sadece maddi-dünyevi faydalar olarak belirlemeyip iki cihan saadetine yönelik çalışmalar yapmak, insana kalıcı huzur veren, insanı mutlu eden başarıları yakalamak için olmazsa olmaz şartlardan biridir. Allah rızası kazanmak için yapılan her çalışma hem dünyada fayda hem de ahirette fayda verecektir.

Dürüstlük: Bir insanın karşılığı ne olursa olsun asla taviz vermemesi gereken ilkelerinden biri dürüstlük olmalıdır. Batının anlayışına göre kendi amaçları için kullanmak istediği her insanı ikna edebilecek bir değeri, fiyatı vardır. Ancak imanın özünü kavramış bir Müslüman için hiçbir fayda, menfaat onu dürüstlükten vazgeçiremez. Çünkü Müslüman büyük hesap gününde kendisini zora sokacak hiçbir işi yapmaz. Gerekirse değil malını canını bile ortaya koyar ve şehadete kavuşur ancak dürüstlükten asla taviz vermez.

Vefa: Her insan için vefalı olmak olmazsa olmaz bir erdemdir. Özellikle aile, yakın akraba başta olmak üzere çocukluktan, gençlikten, meslek arkadaşlığından komşularına kadar herkese karşı vefalı olmak, hele üzerinde emeği olan insanlara karşı vefa duygusunu sürekli taşımak huzur ve mutluluk veren başarı için olmazsa olmaz ilkelerdendir. Vefalı olanlar zamanı geldiğinde vefa görür ve huzuru iliklerine kadar hisseder.

Objektif olmak: Yaşanılan olaylar, çevreden duyduğumuz bazı sözler, yanlış algılayışlar insanları ön yargılı hale getirir. Ön yargılar insanı sınırlayan, yanlış düşüncelere sevk eden, yanlış davranışlar ortaya çıkarma riskine sahip ciddi yanlışlardandır. Özellikle zihni, davranışları, becerileri sınırlayan ön yargılar kişinin tüm hayatını etkileyen ve yakalayabileceği başarıları engelleyen en önemli sebeplerden biridir.  

İstişare: Her insan bir işe başlayacağı zaman yanlış ve hata yapmamak için çevresindeki tecrübeli kişilere danışmalı, ilgili kişilerle istişareler yapmalıdır. İstişare yapmak hem başarısızlığı önler hem de çok ciddi zaman-kaynak israfının önüne geçerek kişiyi karşılaşabileceği ciddi zararlardan muhafaza eder. Özellikle mesleki hayatında çok başarılı olmuş kişilerin hayatlarını incelemek, hatıratlarını okumak kişiye çok büyük tecrübeler kazandırır.  

Kararlılık: İlk başarısızlıkta veya beklenilen yüksek başarı ortaya çıkmayınca umutsuzluğa kapılmak, hayal kırıklığı yaşayarak psikolojik çöküntüye düşüp vaz geçmek başarı önündeki en büyük engellerdendir. Hayatta çok başarılı olanların hayatlarına baktığımızda hep başarılı olduklarını görmek oldukça zordur. Başarısızlıklar eğer üzerine çalışılıp, yapılan eksiklikleri, yanlışları, hataları bulup üzerine gidilerek düzeltilebilirse o zaman başarıya dönüşebilecektir. İstikrar başarının en önemli anahtarlarındandır.

Gelişime Açık Olmak: Birçok insan özellikle eğitim hayatı bitip mesleğini ele alınca kendisini geliştirmeyi, yeni bilgi ve beceriler kazanmayı bırakıp sıradanlaşmaya, monoton bir hayat yaşamaya başlar. Bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük sahip olduğu en büyük değerlerden olan beynini ihmal etmek, onu geliştirmemek ve onun çöküşüne sebep olmaktır. Tarihimizin yetiştirdiği en büyük insanlardan biri olan İbn Haldun: “İnsan beyni değirmen taşına benzer, içine yeni bir şeyler atmaz iseniz kendi kendini öğütür durur.” diyerek bizlere ciddi bir uyarıda bulunmuştur. Her yeni bilgi ve beceri insana huzur, mutluluk kazandırır. Çok bilgi ve çok beceri hayatta başarılı olmayı kolaylaştırır hatta normalleştirir. Başarılı olmayı alışkanlık haline getirenler için başarı hava almak, su içmek gibi kolay haline gelecektir.

Planlı olmak: İnsan zihni plansız, hedefsiz kaldığında çok ciddi sıkıntı yaşar. Kendi içinde normalden çok daha fazla enerji harcamaya başlar. Basit olaylara gereğinden fazla anlam yükleyip enerji göndererek yaşamı zorlaştırır, gerginleştirir. Bu durum uzun sürdüğü takdirde bedenen halsizlik, bitkinlik ve enerji zayıflığı yaşanmaya başlar. Düşünce ve duyguları düzensiz, dağınık olmaya başlar. Bu durumda istenilen başarıların ortaya çıkması imkânsızdır. Dolayısıyla iyi bir başarı için olmazsa olmaz şartlardan biri günlük, haftalık, aylık, üç aylık, altı aylık, bir yıllık, iki yıllık, beş yıllık ve on yıllık plan oluşturarak çalışmalar yapmak gerekir. Plan yaparken istişareler yapmak, esnek olmak, ani gelişen anlık, gelip geçici durumlar göz önüne alınarak değil, uzun vadeli planı etkileyebilecek durum değişikliklerinde planı güncellemek gerekir. En kötü plan plansızlıktan iyidir. Plansız insan aracına binip saatlerce araba sürerek bir yerlere varabileceğini zanneden insan gibidir. Hedefi ve planı olmadıkça asla bir yere varamayacaktır.

Aktif Bekleyiş: Kişinin hayatının ileriki dönemlerinde karşılaşacağı durumlar ile ilgili farkındalık, bilgi ve beceriler kazanma gayreti içerisinde olmasıdır. Yazın eğlenen ağustos böceği ve çalışan karınca hikâyesinde kış geldiğinde aç kalan ağustos böceğinin yaşadığı durum gibi her gelecek mutlaka bir gün gelecektir. Dolayısıyla uzun vadeli başarılar için gelecekte yaşanabilecek olaylar ve ihtiyaç duyulabilecek bilgi ve beceriler önceden istişareler ile saptanmalı ve gerekli hazırlıklara yavaş yavaşta olsa erkenden başlanmalıdır. Yavaş yavaş yapılan hazırlıklar çok daha sağlam, kalıcı, etkili ve güçlü olacağı için zamanı geldiğinde aynı durumda olanlara göre hazırlıkları yapan kişi çok büyük avantaja sahip olacak ve çok daha fazla başarılı olacaktır.

Yazımızın fazla uzun olmaması adına başarılı olmanın sırları konusuna sonraki yazılarımızda devam edeceğiz inşallah

Kalınız Sağlıcakla