Elif DEMİRCİ
Zonguldak Ereğli Uzman Vaiz

Arkadaşlık ve dostluk için, birbirini sevmek için aynı yerde yaşamak mı aynı yaşta olmak mı gerekir? Bunun böyle olmadığını 2012 yılında Kur’an kursu öğreticisi iken öğrencim olan Havva Hanım’la kurduğum dostluk sayesinde anlamıştım. Kendisi dünyanın birçok yükünü omuzlayan, babaları olduğu hâlde yedi çocuğuna hem annelik hem babalık yapan, kendi hasta iken dahi hasta akrabalarına refakatçi olan, Karadeniz kadınının cefakâr bir örneği, şu an yetmişli yaşlarının sonunda çok kıymetli bir öğrencimdir.

Atası Hz. Havva’nın adını almış olmasından mıdır bilinmez, etrafındaki herkesin annesidir o. Verdiği hayat mücadelesi nedeniyle Kur’an-ı Kerim’i daha önceleri öğrenmemesinin mahcubiyeti ve pişmanlığıyla Kur’an kursuna başlamıştı. Karadeniz şivesinin baskınlığı nedeniyle Kur’an harflerini öğrenirken verdiği mücadele takdire şayandı. Çok emeklerle yüce kitabı okumayı öğrenmişti. Ders sonrasında verdiğimiz molalarda kendinden yaşça küçük sınıf arkadaşlarına hayat tecrübelerinden bahsederdi. Bize çok sevimli gelen o Karadeniz şivesiyle anlattıklarını pürdikkat dinlerdik.

2014 yılında başka bir ilçeye vaiz olarak atansam da aramızdaki dostluk devam etti. Telefonla birbirimizi arayarak haberlerimizi aldık. Daha sonraları vaaz vermek için gittiğim camilerde Havva Hanım’ı ilk saflarda görür oldum. Yine o sevecen gözlerle, hiçbir ayrıntıyı kaçırmak istemezcesine hocasını dinledi hep. Sanmıştım ki yaşadığım ilçeye taşındı. Fakat taşınmamış, iki ilçe arasında otobüse binerek ve otobüsten indiği yerden camiye kadar yürüyerek dinini öğrenmek adına verdiği gayretini bana tekrardan göstermiş oldu. Ayrıca dediğine göre hocasını bırakmaya da hiç niyeti yoktu.

O yıl kadınlar günü münasebetiyle bir panel yapmıştık. Havva Hanım âdeti olduğu üzere panelin yapıldığı salonda yine yerini almıştı. Gayet güzel geçen bu panel sonrasında biz panelistlere çiçek takdim edilmişti. O anda Rabbimin verdiği ilhamla dinleyicilerden müsaade istedim ve bir açıklama yaptım. Hocasını yalnız bırakmayan, İslam ahlakının anlatıldığı her programa başka bir ilçede olmasına rağmen katılmaya çalışan, tam da kadın kulların anlatıldığı bu programda gayretiyle güzel bir örneklik teşkil eden Havva Hanım’a o çiçekleri takdim etmek istediğimi söyledim. O kadar heyecanlıydım ki bunu nasıl söylemiştim bilmiyorum, program akışında olmayan bir durumdu. Ama sanki programın bir parçasıymış gibi insanlar dikkatle dinliyorlardı. Salonda bulunan ilçe amirlerinin ve misafirlerin alkışları eşliğinde Havva Hanım sahneye geldi ve benden kucak dolusu çiçek buketini gözyaşlarıyla aldı. Herkes onu alkışlıyordu. Aslında bana göre onun, ilim adına verdiği mücadelesini, emeğini, gayretini ve hocasına olan dostluğunu Rabbim salondaki kullarına alkışlatıyordu. Program sonunda konuştuğumuzda “Hocam!” dedi, “İlk defa birinden çiçek alıyorum ve bu kişi siz oldunuz. Öyle mutluyum ki...”

2020 yılına geldiğimizde malum salgın nedeniyle evlerimize kapanmıştık. Havva Hanım da evinde bir başına kalmıştı. Üstelik birkaç ay öncesinde önemli bir ameliyat geçirmişti. Yanına gidememek o kadar çok üzüyordu ki beni... Her hafta arayıp durumundan haberdar oluyordum. Her zaman olduğu gibi asla yakınmıyor, “İyiyim kızım, Kur’an’ımı okuyorum, namazımı kılıyorum, ben iyiyim, yalnız değilim, Rabbim var.” diyordu. Âdeta beni teselli ediyordu. Ne kadar güçlü, metanetli bir insan olduğunu bir kez daha göstermişti. Ama benim içim hiç rahat değildi. Ne yapabilirim nereye başvurabilirim, diye düşünürken aklıma müftülüklerimizin vefa destek grupları geldi. Belki onlar bir şey yapabilirler, kapıdan da olsa bir ihtiyacı olup olmadığını sorabilirlerdi. İlçedeki bir Kur’an kursu öğreticisi arkadaşımı aradım ve ondan bahsettim. Sağ olsun, çok yardımı dokundu, orada görevli olan bir imam hatibi Havva Hanım’a yönlendirdi. Bundan sonra görevli hocamız düzenli bir şekilde Havva Hanım’a kapıdan ziyaretlerde bulundu. Market alışverişi, ilaçlarının temin edilmesi gibi zaruri ihtiyaçlarını karşıladılar. Her şeyden de önemlisi ona yalnız olmadığını hissettirdiler. Adına yakışır bir hizmetti “Vefa Destek”. Müslüman şahsiyetinin en önemli özelliklerinden olan vefa, insan ilişkilerinde muhabbetin göstergesi, dostluğun sürdürülmesi demektir. Havva Hanım’ın Kur’an kurslarımıza, cami sohbetlerimize, konferanslarımıza katılarak kurumumuza gösterdiği ilginin, alakanın, güvenin karşılığını biz de bu zor günlerde ona varlığımızı hissettirerek, dost elini uzatarak göstermiş olduk. Ona yardım edenlere yaptığı dualar her şeye değerdi. Zaten kıymetli olan da müminin mümine yaptığı dualar değil miydi? Ben de emaneti emin ellere bırakmanın verdiği huzuru tüm kalbimle yaşıyordum.

Aslında bu yüce kitabımıza verilen hürmetin bir karşılığıydı. Havva Hanım’ın ilerleyen yaşına rağmen Kur’an’ı okuyabilmek, anlayabilmek adına sergilediği gayret nedeniyle Rabbim onu kimseye unutturmuyordu. Yardımına koşsunlar diye kullarını kapısına yolluyordu. Elhamdülillah, bunu da atlattı ve yarım kalan tedavisine hastanede devam ederek iyileşti.

Havva Hanım, gayretli, ihlaslı kulların bir örneği sadece. Kim bilir, daha bilmediğimiz nice memleketlerde, şehirlerde böyle kullar vardır. Ama şunu çok iyi biliyoruz ki Rabbimiz kendi yolunda gösterilen emekleri asla boşa çıkarmıyor, kulunu yalnız bırakmıyor. Ne mutlu ilim öğrenmek için gayretli olanlara...  

Editör: Mehmet Çalışkan