Mehmet Feyzi KILIÇ
Toplumun temel yapı taşı olan aile de bundan nasibini almıştır. Sosyal medya aracılığıyla ihlal edilen mahremiyet, aile hayatında ciddi sorunlar ortaya çıkarmıştır.
“Mahremiyet Bağlamında Sosyal Medya ve Aile” adlı eser, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından 2016 yılında düzenlenen “Mahremiyet Bağlamında Sosyal Medya ve Aile” temalı “Aile Forumu”na katılan birçok yazarın tebliğlerinden müteşekkil. Kitapta mahremiyetin ne olduğundan, sosyal medyanın mahremiyeti her geçen gün yok ettiğinden ve bu durumun insanların hem bireysel hem de toplumsal dünyalarına yansımalarından bahsedilmektedir.
Kitapta Prof. Dr. Abdullah Kahraman, “Nas’lar Çerçevesinde Mahremiyet”le insani bir refleks olan mahremiyetin tanımını ve mahremiyetin insanın kendisini, kendisine ait olanı ve insanı insan yapan değerleri korumak olduğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Hamza Çakır “Sosyal Medya ve Kaybedilen Mahremiyet”le sosyal medya üzerinden kontrolsüz bir şekilde kaybedilen mahremiyeti dile getiriyor. Kâşif Hamdi Okur da “Sosyal Medya ve Hak Bilinci”yle sosyal medyada yapılan başka bir kişinin ayıplarını ifşa etmenin, koğuculuğun, herhangi biriyle alay etmenin nasıl bir hak ihlali olduğunu detaylı bir şekilde anlatıyor. Prof. Dr. Ergün Yıldırım, “Aile, Ontoloji ve Ahlak” yazısında, aile için temel dinamik olan mahremiyetin dönüşümüyle kendisini yeniden kurgulayan ailenin ontolojik yapısı arasındaki ilişkiye, bu yapının ancak aile ahlakıyla ayakta kalabileceğine, aksi takdirde çeşitli sapmalarla ailenin yok olacağına dikkat çekiyor.
Doç. Dr. Nuri Tınaz “Mahremiyet Bağlamında Sosyal Medyanın Evlilik Üzerine Etkisi” başlıklı yazısında sosyal medyayı fütursuzca kullanmanın mahremiyet alanını yok ettiğini ve evlilik üzerinde yıkıcı tesirlerde bulunduğunu ifade ediyor. Prof. Dr. Fatma Beğlü Dikeçligil ise “Ailede Çözülme ve Sosyal Medya Etkisi” yazısında, sosyal medyanın ailede çözülmeye neden olan olumsuz etkileri kadar aile bireyleri arasındaki ilişkileri besleyen olumlu özellikleri de barındırdığından bahsederek okuyucuya farklı bir bakış açısı sunuyor.
Eser, hayatın her alanında Müslümanca bir duruşu ve ahlakı öneriyor. Ancak böylesi bir duruş sayesinde kişi mahremiyet bilincini koruyacak ve bunu her platformda koruyabilme yetisine sahip olacaktır. Gerçek hayatında bu ahlaka erişen kişi, sosyal medyada da kendini koruyabilecektir.
