Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, açılışının ikinci gününde de vatandaşların ve turistlerin akınına uğruyor. Ziyarete gelenlerin bazıları cami içinde ibadet ederken bazıları da tarihi cami içindeki motifleri inceleyip bol bol hatıra fotoğraf çektiriyor.

Cemaatle vakit namazları kılınırken ziyaretçiler saf tutan vatandaşların arkasında bekliyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı görevlileri, vakit namazları sırasında yoğunluk oluşan bölgelerde ziyaretçilere yardımcı oluyor.

Ayasofya-i Kebir Camii cami çevresinde ise ziyaretçilere su, maske, dezenfektan ve tek kullanımlık seccade dağıtılıyor.

Tarihi Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne gelenler, bir yandan ibadetlerini eda edip dualarda bulunurken diğer yandan duygulu anlar yaşıyor.

78 yaşındaki İsmail Engin, ömrünü Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasını beklemekle geçirdiğini belirtti.

Konuşması sırasında duygusal anlar yaşayan Engin, daha müzeyken geldiği Ayasofya'yı ölmeden cami olarak gördüğü için sevinç yaşadığını aktardı. Engin, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması kararını alanlara ve emeği geçenlere dua ettiğini sözlerine ekledi.

Bayram Uçar isimli vatandaş ise bugüne kadar hissetmediği duygulara sahip olduğunu dile getirdi. "Ben buraya müze iken geliyordum. 'Cami olan şey nasıl müze olur?' diye kendi kafamdan geçiriyordum." diyen Uçar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ederek, "Allah razı olsun reisimizden. Bunu başardı. Çünkü çok büyük bir şey bu." değerlendirmesinde bulundu.

- Burada ibadet etme aşkı bizim için çok büyük

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nde ibadet edebilmek için Kahramanmaraş'tan eşiyle birlikte İstanbul’a gelen Fatih Okumuş ise şöyle konuştu:

"Ayasofya'nın cami olduğunu duyar duymaz hareket ettik, Kahramanmaraş'tan buraya geldik. Öncelikle Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Allah ondan razı olsun. Buranın müze olması bizim için büyük bir üzüntüydü. Buranın müze olması bize acı veriyordu ama burası cami olunca bize çok büyük mutluluk, büyük haz verdi. Burada ibadet etme aşkı bizim için çok büyük."

Eşi Nilüfer Okumuş ise Ayasofya'da ilk kez "fetih ruhunu" hissettiğini anlattı.

Daha önce de Ayasofya'ya geldiklerini belirten Okumuş, "Biz daha önce geldik, müze olarak geliyorduk ama cami olarak açılması apayrı bir duyguydu. Buraya gelirken çok büyük burukluk hissediyordum. Çünkü burası cami olmalıydı. Ayasofya'nın cami olmasından mutluyuz, minnettarız. Devlet büyüklerimizden de Allah razı olsun, bize bu mutluluğu yaşattılar. Fetih ruhunu biz yeniden yaşıyoruz, çok mutluyuz." diye konuştu.

Muğla'da yaşayan 21 yaşındaki Berkay Hakan da Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'ne ibadet etmek için İstanbul'a geldiğini dile getirdi.

Uçak biletini bir yakınından borç para alarak temin ettiğini anlatan Hakan, "En iyi şekilde burayı muhafaza ve müdafaa ederek, içini dolup taşırarak en iyi şekilde temsil ettiğimize inanıyorum." dedi.

Uşak'tan ailesiyle gelen Ümit Ay da tarihi ana şahitlik yapmak için geldiğini söyledi.

Ay, "Bu kutsal mekanın camiye dönüştürülmesinde emeği geçen başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve bütün devlet büyüklerimize çok teşekkür ediyorum. Çok heyecanlıyız, çok mutluyuz. 2004 yılında gelmiştim buraya. Halılar yoktu o zaman, ayakkabılarımızla girmiştik. Cami mi müze mi ikileminde kalmıştık, namazı nasıl kılacağız diye tereddüt yaşadık." diye konuştu.

Isparta'dan ailesiyle gelen Yaşar Esenli ise camiye Isparta'dan getirilen gül suyu sıkıldığını, girişte kokusunu aldıklarını söyledi.

Editör: Mehmet Çalışkan