Yenimahalle Müftülüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen “Cami ve Hayat” konulu konferansa, İlçe Müftüsü Sinan Kazancı, İlçe Müftülüğü personeli ve din görevlileri katıldı.

Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Batıkent Köroğlu Camii Müezzin Kayyımı Vedat Çoban’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Yenimahalle İlçe Müftüsü Sinan Kazancı’nın açış ve selamlama konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığınca hafta dolayısıyla hazırlanan “Cami ve Hayat” temalı sinevizyon gösterimi yapıldı.

Sonrasında kürsüye gelen Ankara İl Müftüsü Yusuf Doğan, “Cami ve Hayat” konulu konferansını sundu.

İl Müftüsü Doğan, 2019 Yılı Camiler ve Din Görevlileri Haftası'nın bu yılki temasının “Cami ve Hayat” olarak belirlendiğini hatırlattı.

“Diyanet’in, en ücra köşedeki görevlisinden Diyanet İşleri Başkanı’na varıncaya kadar hizmet alanının merkezinde cami olduğunu” belirten Doğan, sözlerine şöyle devam etti:

“İnsan bünyesinde kalp, toplum bünyesinde cami Beytullah’tır. Kalbi tahrip edilmiş insan, mabedi tahrip edilmiş toplum bitmiştir. Cami, toplumun kalbidir. Oraya dokunulmaz. Caminin aldığı bir yara, kalbin aldığı bir yaradan farksızdır. Camilerin minareleri halkın göğe kalkmış şehadet parmakları, şadırvanları da yüz akıdır. Peygamber zamanında cami, hayatın merkeziydi. Bugün ise camiler hayatın çok kıyısında kalmışlardır. Camilerimiz, toplumun en kutlu ve en canlı müesseseleri olduğu zamanlar, dünyanın en üstün toplumu idik. Camiyi hayattan sürmeye başladık başlayalı, adeta ilahî bir ceza olarak biz de hayattan sürülmeye başladık. Cami, İslam toplumunun yaşayışında bütün hayat faaliyetlerinin açıldığı bir kaynaktır, temel müessesedir. Cami, hayatın çevresinde daire daire toplanacağı öz yuvadır. Hayatın her şubesine ilk ışık, camiden tutulmalıdır. Camiler, halk ruhunun sağlığını koruyan ilahi kuruluşlardır.

Her Müslüman camiden bir iz, alnında bir secde izi taşır. Camiler, kentlerde evlerle çarşı arasına ilahi bir terazi gibi kurulmuştur. Cami, mihrabıyla bir mabet, minberiyle bir toplum ve bir devlet, kürsüsüyle bir mekteptir. Cami sadece ibadet yeri değil, hayatı ibadete dönüştüren yerdir.

Her caminin ashab-ı suffesi olmalıdır. Camilerimiz, bereket ve hidayet kaynağı olmalıdır.

Mümin, vefakâr bir dost olarak ömür boyu bağını koparmadığı camiden, son deminde de vefa görerek bu dünyadan göç eder. Hayatının son anındaki dünyaya vedası, doğup büyüdüğü, yatıp kalktığı, yiyip içtiği evinden değil camiden olur. Doğduğunda minarelerinden yükselen ve kulağına okunan ezan sesi ile dünyaya adımını atmıştır, bu dünyadan giderken de cami onu sinesine alır, günde beş defa bir araya geldiği mümin kardeşleriyle son defa buluşturur, onların hüsn-i şehadetlerinin, hayır dualarının şahidi olarak öylece ebediyete uğurlar.”

İlgiyle takip edilen konferans sonunda Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolasıyla yapılan yarışmalarda dereceye girenlere ödülleri verilirken emekli olan personele de plaket takdim edildi.

Editör: Mehmet Çalışkan