Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü koordinesinde gerçekleştirilen Mesleki Bilgiler Seviye Tespit Sınavı, Mesleki Yeterlilik Sınavı ve Bakanlıklar Arası Ortak Kültür Komisyonu’da başarılı olup yurt dışına “din görevlisi” olarak gönderilmesi planlanan 320 personelin katılımıyla “Yurt Dışı Göreve Hazırlık Eğitim Semineri” düzenlendi.

Kovid-19 tedbirleri kapsamında çevrimiçi gerçekleştirilen seminerde din görevlilerine hitap eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, savaşların yol açtığı açlık, kıtlık ve can güvenliği gibi olumsuzlukların, İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yüzbinlerce insanı evsiz ve vatansız bıraktığını anımsatarak, “Türkiye olarak hem dinimizin hem de tarihin omuzlarımıza yüklediği vazife, bizleri yedi kıtada Müslüman kardeşlerinin yanında olmakla mükellef kılıyor. Bugün Büyük Okyanus adası Vanuatu’dan tutun da Afrika’da Swahili dili konuşan Müslüman topluluklara, Moğolistan steplerinin derinliklerinde yaşayan göçebe Hoton Türklerinden Arjantin’deki Osmanlı bakiyesi Müslüman azınlıklara kadar Başkanlığımızın sunduğu dini ve hayri hizmetlerden faydalanmayan vatandaş, soydaş ve dindaş topluluk yok gibidir. Türkiye Dünyanın en zengin ülkesi, Diyanet İşleri Başkanlığı da dünyanın en geniş teşkilatlı dini müessesesi olmasa da yeryüzündeki bir buçuk milyar Müslümanın gözü, kulağı ve ümitleri bizdedir. Bu gerçek bizleri her geçen gün daha donanımlı ve geniş ufuklu olmaya mecbur bırakmaktadır.” dedi.

Müslümanların hayatı anlamlandırmada zorluğa düştüğü her noktada din görevlisinin sahih bilgi ve doğru bir dille hizmet sunmaya hazır olması gerektiğinin altını çizen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Türkiye’de unvanı gereği yalnızca müftü, vaiz, murakıp, imam, Kur’an kursu öğreticisi gibi görevleri ifa eden sizler, yurt dışında cami içi ve dışında her türlü din hizmeti ile mükellef olacaksınız. Hatta ülkemizde farklı kurum ve meslek sahiplerinin yürüttüğü rehberlik ve danışmanlık hizmeti talebiyle de karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu durum, sizlerin daha donanımlı olmanızı gerektirmektedir. Bu noktada ülkemizde cami dışı din hizmetlerinde görev alan meslektaşlarınızın tecrübelerinden istifade etmek ve Başkanlığımızın konuyla ilgili yayınlarını takip etmek yetkinliğinizi artıracaktır.” tavsiyesinde bulundu.

- Din hizmeti sunmada iletişim dili bilgi kadar önemlidir

Başkan Erbaş, din hizmetinde iletişim dilinin, bilgi kadar önemli olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:

“Görev yapacağınız ülkenin şartlarını bilmeden, hedef kitlenizin sosyokültürel yapısını tanımadan, kadın, erkek, yaşlı, genç, çocuk gibi farklı grupların ihtiyaçlarını analiz etmeden aktaracağınız dini bilgi, kitabi açıdan doğru da olsa yanlış sonuçlar doğurabilir. Elbette ki din hizmeti yürüten bizler, din-i mübîn-i İslam’ın emir ve yasaklarını açıkça tebliğ etmekle mükellefiz. Ancak Hz. Peygamber’in üslubuna uygun bir şekilde kuşatıcı, bütünleştirici ve Müslüman bireyin derdine deva olacak bir iletişim diline sahip olmak da görevlerimiz arasındadır. Özellikle dijital devrimle doğru-yanlış her türlü bilginin dolaşıma girmesi, sosyal medya üzerinden çatışma dilinin revaç bulması, dini meselelerin kavga konusuna dönüşmesi tehlikesini içinde barındırmaktadır. Ülkemizde olduğu gibi yurt dışında da bazı gençlerimiz iyi niyetle sosyal medya fenomeni dini figürlerin videolarını takip etmekte, din algıları onların yanlış ya da dışlayıcı / daraltıcı ufuklarıyla sınırlı kalmaktadır. Sizler özellikle de gençlerimizin dini tek kişinin görüş ve anlayışına indirgeyen popüler algılarla sınırlı kalmalarına müsaade etmemelisiniz. 1400 yıllık İslam geleneğinin pek çok mezhep ve meşrebi içinde barındırdığı ve bu zenginlikle büyük bir medeniyet inşa ettiği gerçeğinden hareketle, yurt dışında yaşayan gençlerimize farklılıkları rahmet olarak sunmalısınız. Bu doğrultuda siyasi vb. hiçbir tarafgirlik ne din hizmetinizde ne özel sohbetlerinizde ne de sosyal medya paylaşımlarınızda yer almamalıdır.”

- FETÖ, DAİŞ, Boko Haram gibi örgütlerin İslam geleneğinde kökü yoktur

İslam aleminin başındaki en önemli musibetlerden birisinin din istismarı olduğuna işaret eden Prof. Dr. Erbaş, “Dini istismar eden örgütlü yapılar, farklı görüşlere sahip Müslüman gruplardan ibaret görülemez. FETÖ, DAİŞ, Boko Haram gibi örgütlerin İslam geleneğinde kökü yoktur. Hepsinin ortak yönü dış mihraklarca finanse edilmesi, İslam ülkelerinde meşru yönetimleri devirmeyi hedefleyerek Müslümanların can emniyetini, huzur ve refahını tehdit etmesidir. Sizler yurt dışında, Başkanlığımızın ilgili yayınlarından da istifade ederek, bulduğunuz her fırsatta bu örgütlerin fikir ve faaliyetlerinin niçin yanlış olduğunu izah etmelisiniz.” diye konuştu.

Yurt dışı din görevinin, yalnızca din hizmetinden istifade edecek insanlarla değil pek çok kişi ve kuruluşla sürekli ve sağlıklı bir iletişimi sürdürmeyi gerekli kıldığına dikkati çeken Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sözlerini şu tavsiyelerle tamamladı:

“Sevinçli ve hüzünlü günlerde cemaatinizin yanında olma gerekliliği, izahtan varestedir. Görev yaptığınız caminin dernek yapısını iyi tanır, karşılıklı görev ve yetki alanlarını doğru öğrenirseniz, muhtemel iletişim kazalarını baştan engellemiş olursunuz. Özellikle derneklerin kadın ve gençlik kolları, etkin ve verimli din hizmeti yürütmenizde en büyük yardımcınızdır. Caminize gelsin gelmesin, her mezhep ve meşrepten Müslümanla temas halinde olmak, din görevlisinden beklenen bir davranıştır. Bulunduğunuz bölgede Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) gibi devletimizin farklı kurum ve kuruluşlarının temsilcileriyle ortak hareket etmek, devlet memuriyetinin yüklediği bir sorumluluktur.”

Sizler görev yaptığınız bölgede Başkanlığımızın halka dönük yüzü olacaksınız. Siz başarılıysanız Diyanet başarılı olacak. Dört yılı dolu dolu geçirirseniz bölgenizdeki bir nesil ihya olacak, değilse elimizden kayıp giden nesil kim bilir hangi yöne savrulacak. Bu bilinçle, her anın kıymetini biliniz. Bu zorlu süreçte en önemli destekçiniz aileniz olacaktır. Mümkünse ailelerinizle birlikte görev mahallinize gitmenizi tavsiye eder, değilse oradaki ailelere örnek olacak vakarı daima korumanızı hatırlatmak isterim."

Editör: Mehmet Çalışkan