Diyanet İşleri Başkanlığı gençlere yönelik faaliyet yürüten STK (Sivil Toplum Kuruluşu) temsilcilerinin katılımıyla "2. Gençlik Çalıştayı" düzenledi.

Açılışta konuşan Başkan Erbaş, tüm insanlığın sıkıntılı ve olağanüstü süreçlerden geçtiğini vurguladı.

Küresel ölçekte yaşanan zorlukların ve bunalımların gençler üzerinde daha ciddi etkiler bıraktığını da belirten Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Biliyoruz ki, söz konusu süreçten çıkmak, daha huzurlu ve güvenli bir gelecek inşa etmek de maddi ve manevî anlamda donanımlı bir gençlik ile mümkün olacaktır. Daha güzel bir gelecek, hayatı değerler üzerinden okuma kabiliyetine sahip gençlerin elinde şekillenecektir.” dedi.

- Gençlik, geleceğe uzanan bir köprü gibidir

Başkan Erbaş, gençliğin geleceğe uzanan bir köprü gibi olduğunu belirterek, “Bu köprü, eğitimle, kültürle ve sanatla inşa edilecektir. Bu köprünün mimarları, aileler, ebeveynler, öğretmenler, hocalar, ustalar ve sanatkârlardır. Bu köprünün aynası, özgün medeniyet birikimidir; milletlerin zaman içinde yetiştirdikleri kahramanları, ilim ve fikir öncüleri, düşünürleri, yazarları, şairleri, kâşifleri ve rehberleridir. Kuşkusuz bu köprüyü sağlam bir zemin üzerinde, doğru malzemelerle, uygun bir imarla ve yetenekli ustaların elinde inşa eden toplumlar, kendileri için umut dolu bir yarın hazırlamış olacaklardır.” diye konuştu.

Gençlerin şahsiyetlerini oluşturan belirleyici etkenler arasında dijital dünyanın etkin rol oynadığını dile getiren Erbaş şunları söyledi:

Yaklaşık çeyrek asır öncesine kadar gençlerin şahsiyetlerinin, aile, okul ve çevre üçgeninde teşekkül ettiğini belirten Prof. Erbaş, “Bu eksende aile ağırlıklı biçimde rol alırken, okul ve onun ardından sosyal çevre, gençlerin şahsiyetlerini oluşturmada belirleyici etkenlerdi. Son asırda ise dijital dünya bu sürece yoğun ve etkin bir şekilde dâhil oldu. İnternet, bu süreçte insan ilişkilerini neredeyse birinci derecede etkileyen bir araç haline geldi. Yeni teknolojik gelişmeler, bir yandan hayatı kolaylaştırırken diğer yandan yeni ve girift sorunları da beraberinde getirdi.” şeklinde konuştu.

Dijital dünya ile en çok etkileşim kuran kesimin hiç şüphesiz gençlik olduğunun altını çizen Prof. Erbaş, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla yaşanmakta olan küresel ve toplumsal süreçlerle birlikte gençliğin problemleri de her geçen gün artarak büyümektedir. Gelinen noktada, toplumsal hayatı tüm veçheleriyle etkisi altına alan bireysellik, dünyevileşme, sanal yaşam, popüler kültür ve hayatın temel gayesi olan kulluktan vareste gündelik anlayışlar, gençliği her taraftan kuşatmıştır. 

- Tefrika ve anarşi üreten terör örgütleri, gençliğin saf duygularını alabildiğine istismar etmektedir

"Son iki asırdır, bir yanda tüketim ve gösteriş sektörü diğer tarafta tefrika ve anarşi üreten terör örgütleri, gençliğin saf duygularını alabildiğine istismar etmektedir. Her ikisi de derin hesapların, kirli planların ve çıkar tutkularının ucuz ve masum kurbanları olarak gençleri seçmektedir.”

- Bugün insanlık, değerler açısından derin savrulmalar yaşıyor. Bir değerler yozlaşması ve medeniyet krizi yaşanıyor

İnsanlığın, değerler açısından derin savrulmalar yaşadığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bir değerler yozlaşması ve medeniyet krizi yaşanıyor. Modern dünyanın bilişim araçları sınır tanımadan tüm coğrafyalara yeni bir kültür endüstrisi, yeni imajlar, düşünceler, tutumlar, yeni davranış biçimleri ve alışkanlıklar pazarlıyor. Maruz kalınan bu meydan okumanın travmatik tezahürleri, İslam dünyasında da değişik şekillerde kendini gösteriyor. Dolayısıyla acilen fertler olarak, cemiyetler olarak, sivil toplum kuruluşları olarak, bütün Müslümanlar olarak, varlığı anlamlı, insanı ahlâklı kılan değerleri yeniden güçlü şekilde ikame etmenin yollarını bulmak zorundayız.” ifadelerini kullandı.

- Bugünün insanları için, gelecek nesiller için, gençler için yaşanabilir bir dünya tasavvuruna; bireysel, toplumsal ve küresel boyutta bir ahlâk inşasına ihtiyacımız var. 

Prof. Dr. Erbaş, bireysel, toplumsal ve küresel boyutta bir ahlâk inşasına ihtiyaç duyulduğunun altını çizerek, “Bugünün insanları için, gelecek nesiller için, gençler için yaşanabilir bir dünya tasavvuruna; bireysel, toplumsal ve küresel boyutta bir ahlâk inşasına ihtiyacımız var. Biliyoruz ki mümin olarak bizler, kendimize ve ailemize karşı sorumluyuz. Ülkemize, milletimize, çevremize, komşularımıza ve bütün insanlığa karşı sorumluyuz. En büyük sorumluluğumuz ise gelecek nesillere karşıdır.” diye konuştu.

- İdeal nesil

Bilgi ile hikmeti bütünleştiren, hayatın gayesini idrak eden, kendine, topluma, çevreye ve rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan bir nesil yetiştirme arzusuyla bir araya gelindiğini belirten Erbaş,  şöyle devam etti: 

“Güzel ahlakı hayatının her alanında ve her anında temsil eden, güven veren, sevgiyi, adaleti, merhameti, nezaketi kuşanan, şiddetin ve anarşinin uzağında, zulmün karşısında, mazlumun yanında durabilen bir nesil yetiştirme gayesidir. Elbette bu gaye büyük bir dava şuurunun göstergesidir.  Ancak bu nasıl mümkün olacaktır? Bunu konuşmak zorundayız. 

Bugün ülkemizdeki gençlerin yüzde kaçına ulaşabiliyoruz? Dünyadaki gençlere nasıl ulaşacağız? Biz gençlerimize sonsuz güveniyoruz. Zira umutsuzluğun panzehirinin güven olduğunu biliyoruz. Peki, aynı şekilde gençlere güven verebiliyor muyuz? Dilimiz, tasavvurumuz, iletişim biçimimiz nasıl? Bunları müzakere etmeliyiz.”

- Nebevi metot

Gençlere nebevi metot ile yaklaşılması gerektiğini vurgulayan Başkan Erbaş, “Elbette gençlik, istediğimiz şekli verebileceğimiz bir hamur parçası değildir. Bu açıdan, nebevî bir metot ile yaklaşarak, yargılamadan, dikte etmeden onlarla dost olmak, vakit geçirmek, hayatı paylaşmak, onlara yetki ve sorumluluk vermek ve en önemlisi onlara ufuk açmak, gençliğin ideal konumunu tahkim edecek zaruri bir yaklaşımdır.” dedi.

- İslam’ın hakikatleri ile gençliğin heyecanının buluşması, dünyayı değiştirecektir

Başkan Erbaş, sözlerini şu ifadlerle tamamladı:

“Gençlerimizin dine, hayata, yaşadığımız çağa ve çağın getirdiği problemlere ilişkin düşüncelerini almak ve onlardan istifade etmek durumundayız. Bu bağlamda onların birikim ve enerjilerini insanlık için faydalı hâle getirebilmek büyük önem arz etmektedir. Ayrıca gençlerimizle sağlıklı bir iletişim kurmak, yeni bir dil ve üslup oluşturmak suretiyle geleceğe yönelik ortaya koyacağımız plan, proje ve çalışmalarımızda onların fikirlerine yer vermek ve onlara güvenmek önceliğimiz olmalıdır. Burada yapacağımız müzakerelerden çok güzel fikirler, sonuçlar, ortak çalışma alanları çıkacağına inanıyorum. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, gençliğimiz, değerlerimiz ve geleceğimiz için çalışan herkesin, STK’larımızın yanındayız. Her türlü desteği vermeye hazırız. Zira insanlık akıl ve bilgi temelli bir din olan İslam’ın esenliğine muhtaçtır. Biliyoruz ki, İslam’ın hakikatleri ile gençliğin heyecanının buluşması, dünyayı değiştirecektir.”


 

Editör: Mehmet Çalışkan