Başkan Erbaş, Yahya Çavuş Kur'an Kursu'nun açılış töreninde yaptığı konuşmada, Hazreti Peygamber'in "Sizin en hayırlınız, Kur'an'ı öğrenen ve öğretenlerinizdir." buyurduğunu söyledi.

Kur'an kursunun yapımında emeği geçenlere teşekkür eden Erbaş, "Kur'an-ı Kerim, bizim hayat rehberimiz. Bakara Suresi'nin hemen başında 'Bu kitap, hakkında şek ve şüphe olmayan bir kitaptır. Şek ve şüphe yoktur ve bütün insanlık, Kur'an-ı Kerim'in aydınlığına muhtaçtır'. Bunu da yine İbrahim Suresi'nin başında 'Sana indirdiğimiz kitap, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkaracaktır', 'İnsanları karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kitabı sana indirdik' buyuruyor, Rabb'imiz, Peygamber efendimize." diye konuştu.

Erbaş, Kur'an kurslarının mahalleyi, insanları aydınlatacak ve bu aydınlığı kalplere yerleştirecek yerler olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Bu Kur'an kursumuzda yetişen gençlerimiz önce kendileri aydınlanmış olacaklar, sonra etrafındaki insanları Kur'an'la aydınlatmaya gayret edecekler. Hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim bunun için geldi. Öyle aydınlattı ki Yesrib'e, 'aydınlanmış şehir' isminin verilmesine vesile oldu. Medine-i Münevvere... Medine, şehir demektir, münevvere, aydınlanmış, nurlanmış demektir ve gittiği her yeri nasıl ki Yesrib, Medine-i Münevvere haline geldiyse Kur'an-ı Kerim'in ulaştığı her yer de birer Medine-i Münevvere olmuştur."

- "Doğru dini bilgi öğretmeye çalışıyoruz"

Hazreti Peygamber'in vefatından hemen sonra Kur'an-ı Kerim'in Ashab-ı Kiram vasıtasıyla Anadolu topraklarına girdiğini anlatan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zeyd bin Halit Eyüp el Ensari hazretleri sayesinde İstanbul'a kadar gelmiştir. İstanbul'un fethinden önce belki de 70-80 sene önce bu topraklar, Kur'an ile nurlanmıştır, aydınlanmıştır. İstanbul'un fethinden önce Çanakkale, İslam şehri oldu. Kur'an-ı Kerim'in bu beldelerdeki aydınlığını ortadan kaldırmak için bundan 100 küsur sene önce, 110 sene önce bu toprakları işgal etmek isteyen düşmanları, ecdadımız ellerinde Kur'an, kalplerinde imanla durdurdular. 'Çanakkale geçilmez.' diyenlerin ellerinden Kur'an düşmüyordu, kalplerinden iman eksik olmuyordu. O şekilde durdurdular. Onların torunları olarak bizler de inşallah şehitlerimize, ecdadımıza layık torunlar olarak, elimizden Kur'an düşmeyecek, kalbimizden iman eksik olmayacak. Böyle nesiller yetiştirmeye gayret ediyoruz. O yüzden bugün ülkemizde işte bunun gibi 2 bin civarında yatılı Kur'an kursumuz var. O Kur'an kurslarımızda biz, gençlerimize hurafelerden, aşırılıklardan uzak, doğru dini bilgi öğretmeye çalışıyoruz."

- "Allah'ın kitabına sahip çıkacak nesiller yetiştirmeye gayret ediyoruz"

Erbaş, Müslümanların en önemli iki kaynağının Kur'an ve sünnet olduğunu vurgulayarak, "Kur'an-ı Kerim'in yaşayan örneği Allah resulü Hazreti Muhammed Mustafa efendimizdir ve Efendimiz, Arafat'ta Veda Hutbesi'nde bize bunu emanet etmiştir ve buyurmuştur ki 'Size iki şeyi emanet bıraktım; o iki şeye sarıldığınız müddetçe yolunuzu sapıtmazsınız. Bunlardan birisi Allah'ın kitabıdır, diğeri de benim sünnetimdir'. İşte biz, Allah'ın kitabına sahip çıkacak ve Resul'ünün sünnetini yaşayacak nesiller yetiştirmeye gayret ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Devletin ve milletin ilelebet payidar olmasının, şehitlere layık torunlar ve nesiller yetiştirmenin yolunun Kur'an-ı Kerim'den geçtiğini belirten Erbaş, "İnşallah kardeş Kur'an kursu olarak, hemen önümüzdeki mekanı, 4-6 yaş Kur'an kursu yapmak üzere projemiz tamamlandı. En yakın zamanda temeli atılarak, 4-5-6 yaşındaki çocuklarımızın da o yaşlarda Rabb'ini, peygamberini bilen, milletini, bayrağını, ezanını seven, şehit dedelerine layık gençler olarak yetişmesine katkı sağlayacak." dedi.

Editör: Mehmet Çalışkan