Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Çelebi Programı"nda Anadolu imam hatip lisesi öğrencilerinin sadece yabancı dil öğrenmediklerini, medeniyetlerini, tarihlerini, ümmet coğrafyalarını da tanıdıklarını belirterek, "İnşallah bu çalışmalar her geçen gün güçlenerek devam edecektir. Bu sayede imam hatip şuuruyla kardeşlik ve samimiyet bağları daha da güçlenecektir. Sosyal, kültürel ve akademik olarak kendini geliştiren ahlak ve maneviyat sahibi nice gençlerimiz yetişecektir. İslam'ın hakikati nesillere ve çağlara ulaşacak ve insanlık aradığı huzura kavuşacaktır." dedi.

Uluslararası Müslüman Topluluklarla Dayanışma Vakfı (MÜSDAV), Önder İmam Hatipliler Derneği ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Din Öğretimi Genel Müdürlüğü iş birliğinde Anadolu imam hatip lisesi öğrencilerinin yabancı dil eğitimlerini teşvik etmek amacıyla hayata geçirilen "Çelebi Programı"nın 2. dönemi kapsamında "Çelebi Buluşması" etkinliği düzenlendi.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Büyük Çamlıca Camii 1071 Konferans Salonu'ndaki programda yaptığı konuşmada, dünyanın çok ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu, bir yanda sosyal problemler, bunalımlar ve umutsuzluğun, diğer yanda yapay gündemler ve temelsiz fikirlerin insanlığı kuşattığını ifade etti.

Karşılığı sadece Allah'tan beklenerek İslam'a ve millete hizmet etme niyetiyle yapılan çalışmaların, bunlar matematik, fizik, coğrafya, lisan olsa da nafile ibadet olduğunu aktaran Erbaş, "Çünkü ameller niyetlere göredir. Sizin niyetiniz insanlığı aydınlatmak, bir imam hatip nesli olarak, bir Peygamber varisi olarak. 'Kitabı sana, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarman için gönderdik.' ayetiyle muhatap olan Peygamber Efendimizin varisleri, insanlığı aydınlatmak için yola çıktı. Öğrendiği lisanları insanlığa, İslam'ın güzelliklerini anlatmak için kullanacak, niyeti bu olduğu için yaptığı her türlü çalışma da nafile ibadettir. Biz bunu böyle kabul ediyoruz, böyle inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Hayat boyu öğrenmenin, ilmin ve Kur'an'ın talebesi olmanın mükafatlarının çok olduğunun hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini belirten Erbaş, diller ve renkler farklı olsa da gayelerinin İslam'ın yolunda insanlığa faydalı olmak olduğunu ifade etti.

Bugünün şartlarında artık ülkeler arasında engellerin neredeyse kalktığını, toplumların kültürlerini birbirine aktarmasının çok daha kolay hale geldiğini anlatan Erbaş, şöyle devam etti:

"Dünyanın bir ucundan diğer ucuna seyahat, eğitim, ticaret, kültür gezisi, tedavi için yapılan seyahatler gibi sebeplerle milyonlarca insan her an hareket halindedir. Ülkemize de farklı nedenlerle farklı dilleri konuşan, farklı kültürlere sahip milyonlarca insan gelmektedir. Çin'den, Japonya'dan, Rusya'dan, Latin Amerika ülkelerinden, Almanya'dan, Fransa'dan ve dünyanın her yerinden ülkemizi ziyaret eden misafirler, sizler sayesinde İslam'ın evrensel barış ve esenlik mesajlarıyla tanışacaktır. Bütün mücadelemiz, emeklerimiz bunun içindir. Yine her biriniz, imam-hatip liselerini de bitirdikten sonra ideallerinize uygun üniversitelerde okuyacaksınız. Bu gayretinizi de sürdürerek ülkemizden yurt dışına giden öğrencilere, akademisyenlere, iş insanlarına rehberlik edeceksiniz." diye konuştu.

- "İleride dünyanın her yerinde, öğrendiğiniz dillerle insanlara milletimizi tanıtmanızı arzu ediyoruz"

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Çelebi programında sizler sadece bir yabancı dil öğrenmiyorsunuz. Medeniyetimizi, tarihimizi, ümmet coğrafyamızı da tanıyorsunuz. Buna dönük okumalar yapıyorsunuz, analizlerde bulunuyorsunuz. Aynı şekilde diğer meselelerle ilgili olarak münazaralarla fikir alışverişleriyle zihinlerinizi ve kalplerinizi kuvvetlendiriyorsunuz. İnşallah bu çalışmalar her geçen gün güçlenerek devam edecektir. Bu sayede imam hatip şuuruyla kardeşlik ve samimiyet bağları daha da güçlenecektir. Sosyal, kültürel ve akademik olarak kendini geliştiren ahlak ve maneviyat sahibi nice gençlerimiz yetişecektir. İslam’ın hakikati nesillere ve çağlara ulaşacak ve insanlık aradığı huzura kavuşacaktır." diye konuştu.

Erbaş, dünyanın 120 kadar ülkesinde 2 bin 500 hoca ile İslam'ı anlatmaya, insanlara faydalı olmaya çalıştıklarına değinerek, şunları kaydetti:

"Sadece Müslümanlara değil. Bizim derdimiz bütün insanlık. İslam evrensel bir din. Biz de bu evrensel çizgide hareket etmeye gayret ediyoruz. Türkiye Diyanet Vakfımız, Diyanet İşleri Başkanlığımızın hizmetlerini, milletimize hizmet etmek üzere kurulmuş ve 149 ülkeye ulaşabilen bir güce sahip. Ramazanlarda Kurban Bayramı münasebetiyle 149 kadar ülkede Türkiye Diyanet Vakfı hizmet etmektedir. Gittiğimiz yerlere bir kurban eti götürmüyoruz, milletimizin cömertliğini, kültürünü götürüyoruz. Bayrağımızı, milletimizi tanıtıyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı bir vasıtadır, vesiledir. Sizlerden de ileride gerek Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde gerekse nerede çalışıyor olursanız olun, dünyanın her yerinde, öğrendiğiniz dillerle insanlara milletimizi tanıtmanızı arzu ediyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde olursanız, biz sizden ateşe, müşavir, koordinatör, imam, vaiz olarak istifade ederiz. Her alanda biz sizin hizmetinize açığız hatta muhtacız."

Erbaş, yıllar sonra geldikleri görevlerde, insanlığa dokundukları çalışmalarda geriye dönüp baktıklarında çelebi programının kendilerine kazandırdıklarını hatırladıklarında kendilerinden beklentilerinin bu çalışmaya bir model olarak sahip çıkmaları ve sonraki kuşaklara aktarmaları olduğunu sözlerine ekledi.

- "Farklı dillerdeki yetkinliklerinizle dünyada diyanetimizin ve neticede İslam'ın bayraktarları olacaksınız"

İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, programa İstanbul'un çeşitli ilçeleri, Van ve İzmir'den katılan, İspanyolca, Almanca, Japonca ve Çince gibi farklı dilleri öğrenen öğrencileri selamlayarak, dil öğrenmenin kendilerinin gelecekleri, kariyerleri, başkalarında olmayan donanımları kazanmaları için önemli bir yetkinlik olduğunu ifade etti.

Bilal Erdoğan, MÜSDAV'ın ÖNDER ile birlikte yürüttüğü Çelebi Programıyla dil eğitimini öğrenciler için daha anlamlı kılmaya gayret gösterdiklerini belirterek, "İmam hatiplerdeki başarılı çocuklar bazen ilahiyatı tercih etmeyebiliyorlar. 'Çok iyi eğitim aldım, mühendis olayım, doktor olayım, avukat olayım.' diye düşünebiliyorlar. Ama galiba bazen bilmeyebiliyorlar ki bugün Diyanet İşleri Başkanlığımız, Diyanet Vakfımız dünyanın her tarafında sadece din hizmeti, imamlık, müezzinlik değil, her türlü uzmanlık, Diyanet İşlerimizin, Diyanet Vakfımızın dünya çapındaki faaliyetleri için şu anda çok önemli. Bence Türkiye'de 'Diyanet Kariyerleri' diye büyük bir kampanyanın da başlaması lazım." değerlendirmesini yaptı.

"İnanıyorum ki farklı dillerdeki yetkinliklerinizle dünyada diyanetimizin ve neticede İslam'ın bayraktarları, taşıyıcıları olacaksınız." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Dünya kolay bir yer değil. Dünyada Müslüman'a rahat yok. Hangi insana rahat var ki? Belki böyle düşünmek lazım. Dünya 21. yüzyıla çok sancılı başladı. Ekonomik krizlerle başladı, salgınla devam ediyor. Büyük güçlerin aralarındaki rekabetin kızışmaya başladığını görüyoruz. Tarihte bu tür kızışma olduğu zaman savaşlar, huzursuzluklar, katliamlar olmuş. İnsanlar birbirine acımadan kıymışlar. Hem de yüzyıllarca süren savaşlar, mücadelelerden bahsediyoruz. Dünya yine öyle zamanların belki de arifesinde. Bunlar tartışılıyor. Batı'da kamuoyunda da medyada da akademide de konuşuluyor. Böyle bir zamanda dünyanın İslam'ın barış mesajına belki her zamandan daha fazla ihtiyacı olduğunu görüyoruz. Bunu bütün insanlığın dilleriyle onlara taşıyacak olan da sizlersiniz, imam hatiplerimiz."

Konuşmaların ardından Erbaş ve Erdoğan'a hediye takdimi yapılan programda, MÜSDAV Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Atalay, MEB Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz, ÖNDER Genel Başkanı Abdullah Ceylan ile Çelebi Programı öğrencileri de yer aldı.

Editör: Mehmet Çalışkan