“Ramazan Hizmetleri” başlığıyla video konferans üzerinden 81 il müftüsünün katılımıyla düzenlenen istişare toplantısında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Bilmeliyiz ki böylesine zor zamanlarda sorumluluk sahibi kimselere, milletin manevi önderlerine daha büyük fedakarlıklar düşmektedir.” dedi.

İl müftü yardımcıları ve ilçe müftüleri ile Diyanet İşleri Başkanlığı üst düzey yöneticilerinin de hazır bulunduğu toplantıda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Ramazan-ı Şerif'in sayısız hikmetleri ve hayatımıza getirdiği sayısız nimetleri, güzellikleri var. Tüm bunların karşısında bizlerin iki büyük sorumluluğumuz var; birincisi, bu ayın ve ibadetin getirdiği hakikatleri kalbimizde, hayatımızda ve ailemizde hakkıyla yaşamak. İkincisi, başta aziz milletimiz olmak üzere insanlığın, Ramazan ayının feyiz ve bereketinden tam manasıyla istifade edebilmesi için, onlara rehberlik etmek. Bunun için canla başla çalışmak.” diye konuştu.

Ramazan ayını gönüllere nezaket ve incelik kazandıran, insanları iyiliğe, erdeme ve güzel ahlaka yönelten bir mektep olarak nitelendiren Başkan Erbaş, “Mümin gönüllerde on bir ayın sultanı olarak yer eden Ramazan ayı, her yönüyle kişisel ve toplumsal yaralarımıza merhem, acılarımıza ilaç, hastalıklarımıza şifa ve buhranlarımıza deva vesilesidir. Bugün insanlık tam anlamıyla Ramazan ayının getirdiği bu ve benzeri güzelliklere ve nimetlere muhtaçtır. Ve insanlığı, en yakınımızdan başlayarak muhtaç olduğu bu değerlerle buluşturmak, tanıştırmak bizim vazifemizdir.” dedi.

“Ümitsizliğe, yılgınlığa, bitkinliğe ve çaresizliğe teslim olamayız”

Salgın sebebiyle insanlığın son derece zor bir sürecin içerisinden geçtiğini belirten Başkan Erbaş, şunları kaydetti:

“Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayını salgın hastalığın gölgesinde buruk ve mahzun bir şekilde idrak ediyoruz. Elbette her sıkıntının arkasında gizlenmiş sayısız nimetler bulunduğuna ve bütün hayırların anahtarının Rabbimizin sonsuz kudret elinde olduğuna inancımız tamdır. Bu itibarla bizler asla ümitsizliğe, yılgınlığa, bitkinliğe ve çaresizliğe teslim olamayız. Zira, aziz bir milletin mihmandarlığını yaptığımız bu yolda önemli bir göreve, yetkiye ve sorumluluğa sahibiz. 

Bilmeliyiz ki böylesine zor zamanlarda sorumluluk sahibi kimselere, milletin manevi önderlerine daha büyük fedakârlıklar düşmektedir. 

Dolayısıyla bizler, Milletimize, insanımıza ve tüm insanlığa hizmet yolunda asla yaptıklarımızla yetinmemeli ve sorumluluğumuzun gerektirdiğinden daha fazlasını ortaya koymalıyız. Bu zor süreçte daha çok çalışmak ve daha fazla hizmet üretmek durumundayız. Buna mecburuz.”

Ramazan ayının bir yardımlaşma ve paylaşma mevsimi olduğunu vurgulayan Erbaş, “Salgın sebebiyle tam kapanma ve kısıtlamalar gönüllerimizi birbirimize açmaya asla mânî değildir. insanlığın vicdan yükünü omuzlayan Türkiye Diyanet Vakfımız, Diyanet İşleri Başkanlığımız ile birlikte her yıl olduğu gibi bu sene de Ramazan vesilesiyle yardım organizasyonlarını bütün hızıyla sürdürmektedir.” ifadelerine yer verdi.

“61 milyonluk yardım planladık”

Başkan Erbaş, “Kardeşlerini Unutma Beklenen Sensin” temasıyla yürüttüğümüz 2021 yılı ramazan programı kapsamında yurt içinde 81 il ve tüm ilçelerde, yurt dışında da 75 ülke 208 bölgede Ramazan’ın manevini iklimini yaşatmaya çalışıyoruz. Kardeşlerimizin içtenlikle yaptıkları dualara ortak olabilmek için bu çetin süreçte gıda, alışveriş kartı, bayramlık kıyafet gibi hazırlıklarla toplamda 61 milyonluk yardım planladık. Paylaşmaya ve şükretmeye en çok değer verdiğimiz bu ayda kimsesizlerin kimsesi olmaya ve dünyanın dört bir yanında veren ellerle alan elleri buluşturmaya devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

Zekât Müdürlüğü kuruldu

Yardımlaşma ve paylaşmanın bir vesilesi olarak zekat ibadetinin önemi vurgulayan Başkan Erbaş, “Zekât, toplumda dinî ve ahlâkî değerleri yücelten, sosyal yapıyı güçlendiren, ekonomik hayata canlılık getiren sosyal bir ibadettir. Dolayısıyla bugün bizler, bu gerçekten hareketle gereken tedbirleri almak ve çalışmalarımızı yapmak durumundayız. Bu anlamda, zekât verecek olan kardeşlerimize en güzel şekilde rehberlik yapmak ve zekâtlarla muhtaçları buluşturmak için Vakfımız bünyesinde ilk defa “Zekât Müdürlüğü” diye bir birim oluşturduk.” dedi.

‘Zekât Hesaplama’ modülü en çok ziyaret edilen sayfa oldu

Zekat ibadetinin İslam’ın ilk yıllarından beri kurumsallaştırıldığını hatırlatan Başkan Erbaş, “Zekât ibadeti İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren kurumsal bir düzen içerisinde yönetilmiştir. Bu kurumsal yapılanmanın en temel hedefi, zekâtın önemi hakkında tüm müminlerde güçlü bir farkındalık oluşturmaktır. Zekât ibadetini, daha kapsamlı, şeffaf ve güçlü şekilde yerine getirmektir. Yine hassasiyetle oluşturduğumuz Zekât Hesaplama modülü, internet ortamında zekâtla ilgili en çok ziyaret edilen sayfalarımızdan biridir.” ifadelerine yer verdi.

“Din görevlilerimize teşekkür ediyorum”

Oluşturulan Zekât Fonu ile toplumun tüm kesimlerindeki ihtiyaç sahiplerine yardım edildiğini belirten Başkan Erbaş, “Yeri gelmişken şu hususu özellikle ifade etmek isterim: Sizlerin refâkatinde din görevlilerimiz, yaşadığımız bu zorlu süreçte Vefa Destek Gruplarında büyük bir özveriyle sorumluluk almışlardır. Hocalarımızın yaptığı bu takdire şayan çalışmaların ve hizmetlerin üst seviyeden olumlu geri dönüşlerini görmek, bizleri ziyadesiyle memnun etmektedir. Buradan sizlere ve sizin nezdinizde bütün hocalarımıza en kalbi teşekkürlerimi ve tebriklerimi iletmek istiyorum.” dedi.

“Başkanlığımız, halkımızın en çok güvendiği ve sahiplendiği kurum olmuştur”

Diyanet İşleri Başkanlığının toplumda en çok güvenilen kurumlardan biri olduğunu vurgulayan Başkan Erbaş, konuşmasına şöyle devam etti:

“Başkanlığımız, halkımızın en çok güvendiği ve sahiplendiği kurum olmuştur. Bizler, her türlü siyasi, ideolojik görüşün üstünde, hiçbir mezhep-meşrep ayrımı yapmadan bütün halkımıza hizmet etmek zorundayız. İslam’ın inanç, ibadet, muamelat ve ahlak ilkelerini/hükümlerini en doğru ve en etkili şekilde insanımıza öğretmekle mükellefiz.”

“Türkiyemiz, ortalama 50 milyar dolarlık bir zekât potansiyeline sahiptir”

Dünya genelindeki yoksulluğa dikkat çeken Başkan Erbaş, “Türkiyemiz, ortalama 50 milyar dolarlık bir zekât potansiyeline sahiptir. Bu, sadece Türkiye’deki Müslümanların vermesi gereken zekâtın boyutunu göstermektedir. Dahası, İslam ülkelerinin tamamının taşıdığı zekât potansiyelinin ise 10 trilyon dolar olduğu ifade edilmektedir. Bu esasında tüm yeryüzünde fakirliği, yoksulluğu bitirecek bir potansiyeldir. Bu hususta bir duyarlılık oluşturmak için bütün gayretlerimizi seferber etmeliyiz. Esasen bu sorunun temel çözümü, zekâtın bir an önce tam olarak kurumsallaşmasını sağlamaktır. Bu, tüm Müslümanlar için kaçınılmaz bir sorumluluktur.” İfadelerini kullandı.

“Ülkemiz, zekât gibi kavramları istismar eden grupların açık ihanetine şahit olmuştur”

Başkan Erbaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Türkiye Diyanet Vakfımızın hâlihazırda zekât verilebilecek en güvenilir kurumlardan biri olduğunun halkımıza sizler vasıtasıyla anlatılması oldukça önem arz etmektedir. Zira ülkemiz, yakın tarihte kurban ve zekât gibi kavramları istismar eden grupların açık ihanetine şahit olmuştur. Bu sebeple ülkemizin zekât potansiyelinin yurt içinde ve yurt dışındaki Müslüman kardeşlerimize ulaştırılmasında görev üstlenmek, bu güzide kurumun mensupları için vazgeçilmez bir sorumluluktur.

Önemle ifade etmek isterim ki, işimiz vaktimizden daha çoktur. Ve yapmamız gerekenler, yaptıklarımızdan daha önemlidir. Çünkü Allah’ın dinine hizmette ideal olan, mevcut olanın daima daha ilerisindedir. Bizlere düşen görev ise başardığımız işin rehavetine kapılmaksızın, Rabbimizin gösterdiği hedefe, Peygamberimizin rehberliğinde yürümeye devam etmektir.”

Editör: Mehmet Çalışkan