Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, buluşmada yaptığı konuşmada, her yıl Mevlid-i Nebi Haftası münasebetiyle belirledikleri bir konuyu yurt içinde ve yurt dışında etraflıca anlatmaya çalıştıklarını ifade ederek, “Bu sene ki konumuz, “Peygamberimiz ve Vefa Toplumu”. Bunun için biz programlarımıza bir ‘Vefa Programı’ düzenleyerek başlamak istedik. Onun için bugün buradayız.” dedi.

Başkan Erbaş, davetlerine icabet eden konuklara teşekkür ederek, “Ben hepinize hoş geldiniz diyorum, çok teşekkür ediyorum. Cenab-ı Hak hayırlı uzun ömürler nasip eylesin. Sizlerin hakkını öyle bir vefa programı ile ödemek imkansız. Ama en azından niyetimizi ortaya koymuş olduk. Rabbimiz inşallah niyetlerimize göre amellerimizi yaratır.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş’ın selamlama konuşmasının ardından programa katılan emekli öğretmenler duygu ve düşüncelerini paylaştılar.

Konuşmaların ardından tekrar konuşan Başkan Erbaş, Adapazarı İmam Hatip Lisesi’nde öğrenciyken öğretmeni olan ve geçtiğimiz Mart ayı içerisinde vefat eden Saadettin Kolbasar’ın özelinde vefat eden öğretmenlerin ardından kaleme aldığı bir yazıyı paylaştı.  

“Hedef gösterdiler, ufkumuzu ve mefkuremizi çizdiler”

Başkan Erbaş, öğretmenlerinin kendileri için bir rehber olduklarını aktardığı yazısında şu ifadelere yer verdi:

“Bizim kuşak arkadaşlarımız olarak başta namaz konusundaki hassasiyetimizi hocalarımıza borçluyuz. Usulüne uygun olarak alıştırdılar bizi namazımızı terk etmemeye. Kötü alışkanlıklardan uzak durmak ve güzel ahlak ile donanmak onlar için talebelerinin olmazsa olmazlarıydı. Bunu muhteşem rehberlikleri ile yaptılar. Bizim için hep rol model oldular. Hedef gösterdiler, ufkumuzu ve mefkuremizi çizdiler. İstikbalimizi ve istiklalimizi sağlam temeller üzerine korumamız için okuyacağımız kitapların, yolundan gideceğimiz mütefekkirlerin listelerini verdiler. Kitapları edinemediğimiz zaman kendileri alıp hediye ettiler.

“En büyük başarılarından birisi de bizi aklını, zihnini, bazı şahıs ve gruplara kiraya vermekten korumak oldu”

Okulun dışında gideceğimiz en önemli yerin Milli Türk Talebe Birliği olduğunu bize tembihlerdi hocalarımız. Milli Türk Talebe Birliği üniversiteden önce üniversite oldu bizim için. Sohbetler, paneller, konferanslar, kitap okumaları vesaire… 12 Eylül'den 4 ay önce mezun olduk. O yılların karanlık ve tehlikeli günlerinde bizim için koruyucu oldu hocalarımız. Sağ-sol davası denilen öğrenci olaylarında nice gençler zayi oldu. Okulunu bırakanlar, olaylara karışık yaralananlar, ölenler, hapse girenler… Türkiye üzerinde 60'lı 70'li yıllarda iç ve dış düşmanların oynadığı büyük oyundu. Bu oyuna karşı hocalarımız bizi hem korudu ve hem de geleceğe hazırlamak için gece gündüz gayret ettiler. En büyük başarılarından birisi de bizi İmam hatiplilik ruhunun dışında aklını, zihnini, bazı şahıs ve gruplara kiraya vermekten korumak oldu.”

Programa, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bostancı da katıldı.

Editör: Mehmet Çalışkan