Yüce Allah’ın bir insan üzerindeki en büyük ihsanı akıl nimetidir. Akıl, insan olduğunu anlamayı, inanç dünyasını, değerlerin oluşumunu, yasaklardan sakınmayı, bilgi edinme-gelişme becerisini, geleceği düşünerek plan-proje yapabilmeyi kısaca hayatta en önemli şeyleri insana kazandırır. Akıl, insanların iyi şeylerle kötü şeyleri ayırabilmeleri için Yüce Allah’ın yarattığı en özel yeteneklerden biridir. Yetenekler, inanç ve değerler ölçüsünde kullanıldığında fayda sağlarken, nefis ve ego ile kullanıldığında da zarar verir.

Akıl, potansiyel olarak insana verilmiş en önemli yetenektir. Bu önemli yeteneği nasıl, nerede kullanacağına, fayda mı zarar mı üreteceğine ise insan kendi iradesi ile karar verir. İnsan hesaba çekileceği zaman da kendisine sorulacak soruların başında aklını, fikrini, düşüncelerini, duygularını nasıl ve nerelerde kullandığı sorusu olacaktır. Çünkü beden ve azalar, tutum ve davranışlar aklın, beynin yönetimi altındadır. Bu sebeple Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde birçok ayeti kerime içerisinde akıl, fikir, düşünme, ibret alma, şükretme, hatırlama gibi aklın doğru kullanılmasına vurgu yapan kelimeler ile aklın önemine dikkat çekmiştir.

Her insanın aklını ve aklın pratiğe dökülmüş hali olan zekâsını en faydalı ve aktif şekilde kullanması çok önemlidir. Çünkü aklını ve zekâsını aktif doğru kullanan insanlar işlerini çok daha hızlı, kolay ve verimli bir şekilde halledebilir. İnsanlar özellikle eğitim dönemlerinde bilgi ve belge almak için çok ciddi emek ve zaman harcarlar. Ancak çok bilgi ve belge sahibi olmak insanı daha akıllı ve zeki yapar mı sorusunun cevabı kolay verilebilecek bir yanıt değildir.

O zaman öncelikle akıl konusuna biraz daha detaylı bakmaya çalışırsak:

Akıl: Bazı kimseler anlama aleti diye nitelendirirken, bazıları da benzerlerden genel-geçer kurallara ulaşabilmektir demiştir. Bazıları karar verme yetisi, bazıları ise doğal halde içe doğma, deneycilikten uzaklık olarak yorumlamışlardır.

Felsefe ve mantık terimi olarak ise akıl: “varlığın hakikatini idrak eden, maddî olmayan, fakat maddeye tesir eden basit bir cevher; maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan, kıyas yapabilen güç” demektir. (TDV Ansiklopedisi)

Kur’ân-ı Kerîm’e göre; insanı insan yapan, onun her türlü davranışlarına anlam kazandıran, ilâhî emirler karşısında insanın yükümlülük ve sorumluluk altına girmesini sağlayan asıl unsur akıldır.

Aklın potansiyelini tam olarak aktif hale getirebilmesi için birçok etkene ihtiyacı vardır. Bilgi, düşünce, duygu, ruh, değer yargıları, tecrübeler, ortam, sağlık gibi birçok faktör aklın verimini olumlu veya olumsuz etkileyebilmektedir. Bu sebeplerle akıl artar eksilir mi sorusuna şöyle cevap verebiliriz: Aklın kullanabileceği faktörler, bilgi, beceri arttıkça akıl artar, güçlenir, eksildikçe akıl eksilir, azalır.

Aklı en fazla etkileyen şeylerden biri ise insan beyninin biyolojik ve psikolojik durumudur. Eğer insan beyninde biyolojik ve psikolojik açıdan herhangi bir olumsuzluk olduğu takdirde bu durum aklı ciddi derecede olumsuz etkilemekte, bazen zayıflatmakta veya bazen yanlış çalışmasına sebep olabilmektedir. Bu sebeple her insanın beynin çalışma sistemi, potansiyeli, etkisi, içeriği gibi birçok konuda detaylı bilgilere sahip olması, edinmiş olduğu bilgi ve becerilerine aktif hale dönüştürebilmesi açısından çok önemlidir. Beyinde var olan bilgi, tecrübe, beceri, düşünce, duygu gibi kazanımların ortak bir faydaya dönüşebilmesi için beynin doğru çalıştırılması ve aklın bu malzemeleri kullanarak faydalı yeni fikir-beceriler ortaya çıkarmasına bu şekilde zemin hazırlanmalıdır.

Bir sonraki yazımızda beyni ve aklı etkin kullanmanın yollarını ifade ederek buradaki yazdıklarımızın pratik karşılıklarını ele alacağız inşallah. Sağlıcakla kalınız.