Ayşe Ünüvar

Duayı, manayı, sevgiyi koyan kim? Kimin derdi ile düştük dünya yoluna?

Yol mu eğledi bizi, yoksa biz mi eğlendik kaldık? Düşlerimizi topraktan karsaydık yine böyle olur muydu? Yine kalır mıydık geçip gitmemiz gereken yollarda… Madem kalakaldık, eğirse, üflese, törpülese olmaz mıydı yol bizi? O hâlde bütün suç yolun deyip insanca ürperip durduk. Bir adım atsak düşeceğiz sandık. Ya da çiçek açmayacağız. Oysa özgürlük yolun hâlini dil edinip de yürümekten geçiyordu. Yüreğin ham toprağına çiçekler dikip, sulayıp, evreni rayihalara boğmaktan geçiyordu. Dili dil ile gönlü gönül ile kucaklayıp aynı yolu tez yürümekten geçiyordu… Sadece yolcuyu değil yolu kucaklamaktan, yolu anlamaktan, yolu sahiplenmekten geçiyordu. Yol hâli bu deyip başımıza ne gelirse yeni kapılara varmak adına adımlamaktan geçiyordu…

Öyle belki ama insan tez yoruldu. Adım atmadan, varma düşüne yatmadan yoruldu ve yine tüm suçu yola buldu. Oysa yol ne yoruldu ne usandı, sabırla insanın kendisini anlamasını yolun içindeki yolları bulup ezber etmesini bekledi. Düşlerini topraktan karan insan elbet bir gün anlayacaktı yanıldığını, yolun değil yoldaki düşünün yanıldığını. Yanılgı insana hastı ya, düşlerimize, hele de topraktan kardığımız düşlerimize duru derin suların sırrını katmayı unuttuk belki de. Belki de sevginin, aşkın, merhametin, duanın, vefanın, şifanın, sarılmanın, kaderin suyundan payımıza düşene sabretmeyi unuttuk! Unuttuk yazgımızın yol değil yolun çilesi olduğunu ve yerimizde saymayı sabır belledik… Yol değildi bizi yoran, içimizdeki lüzumsuz hevesti. Biz yola, yolcuya değil dünyada yer edinmeye heves ettik ve içimize şiiri, duayı, merhameti, aşkı, manayı koyanı unuttuk… Unuttuk yolu da yolcuyu da. Bir karış toprak, başımızı sokacak bir çatı uğruna aslımıza yazılı fıtratı unuttuk…

Unutmak insancaydı belki ama hatırlamak da insancaydı. Hatırlamak düşüne yatmayı da, düşlerimizi topraktan karıp içine aşkın suyunu katmayı da unuttuk… Sonra unutmayı da unutup ne varsa yeniden hatırladık. Velhasıl hatırlatan daima tutuyordu kalbimizden…

Editör: Mehmet Çalışkan