Dr. Hafsa Fidan Vidinli

İnternette sayfalar arasında gezindiğim bir zaman diliminde, bir karikatür dikkatimi çekti. Karikatür dediysem felsefi imaları bol olan, anlamlı bir çizimdi. Laf aramızda karikatürleri çok severim. Bazen şöyle derinlikli bir makale okuduğunuzda ancak anlayabileceğiniz bir konuyu, bir çizim ve birkaç cümle ile size özetleyiverir. Bu karikatür de o türdendi. Şöyle ki bir kâğıda 6 rakamı çizilmişti. Aslında aynı kâğıda 9 rakamı çizilmişti. Aslında aynı kâğıt hem 6’yı hem 9’u göstermekteydi. Biraz kafa karıştırıcı oldu galiba. O hâlde tam çizimi resmedeyim en iyisi.

Çizimde masanın iki ucunda iki insan oturuyordu. Ortada A4 olduğunu tahmin ettiğim bir kâğıtta 6 ya da 9 yazıyordu. Yani hem 6 hem de 9 yazıyordu. 6 mı 9 mu yazdığı sorusunun cevabı, masanın iki ucunda oturan iki insana göre değişiyordu. Siz hangi insanın tarafını tutuyorsanız o sayının iddiasını rahatlıkla taşıyabiliyordunuz.

“Ya-ya da” ikilemini duymuşsunuzdur. Buna mukabil “hem-hem de” teoremi var. Bir mevzuyu anlamak için “ya-ya da” ikilemini temel alırsanız aslında en temelde ayrılıkçı bir perspektiften hareket ediyorsunuz demektir. “Kâğıtta yazan ne?” sorusu örneği üzerinden gidersek kâğıtta ya 6 ya da 9 yazıyordur. Peki, kâğıtta hem 6 hem de 9 yazıyor olamaz mı? Olmaz olur mu? Olmuş bile. Ama memleketimin güzel insanlarının sık sık yönelttiği bir soruda söylendiği gibi; kime göre neye göre?

Karikatüre göre, soldaki insana göre 6, sağdaki insana göre 9. Karikatürist soldan mı baktı sağdan mı baktı bilemiyorum. Ama ben kendi perspektifimden bakınca insan olmanın ayrılmaz bir parçası gibi “görecelilik” görüyorum. Yani birine göre altı olan başka birine göre dokuz olabiliyor. O hâlde altı bir bakıma dokuz, dokuz da bir bakıma altı olabiliyor. İki sayının toplamı 15, çarpımı 54 ediyor. 9’dan 6’yı çıkarırsak 3; 6’dan 9’u çıkarırsak -3 kalıyor. 9’un 6’ya bölümü 1,5 çıkarken 6’yı 9’a böldüğümüzde 0,666…’ya ulaşıyoruz. Şimdi bu rakamlara ve dört temel işleme de nereden daldım? Görecelilikten. Görecelilik, matematikteki “kesinlik”le kavga ediyor. İnsanın olduğu yerde iki kere iki dört etmeyebilir diyor. Ben de öyle düşünüyorum. Hatta matematikteki kesinliklerin de tartışma konusu edildiğini duyuyorum. Siz öyle düşünmüyor olabilirsiniz. İnsanız, olabilir…

Aynı anda hem 6 hem de 9 olarak görülebilen sayı üzerinde yeniden düşünmeye başlıyorum. Sağdan veya soldan bakmadığımda yani A4 kâğıda iki kısa dik kenarından değil de uzun kenarından bakınca 9’u Arapçadaki “vav” harfi olarak görüyorum. O “vav” harfinin bitim çizgisinde bir lale hayal ediyorum. “Vav” harfinin “Hu” kelimesine gönderme yaptığını biliyorum. “Hu” kelimesinin Allah’ı temsil ettiğini, lale figürünün de Allah’ı temsilen çizildiğini düşünüyorum. Daha da düşünmek mümkün. Dokuzun “vav” harfine dönüşen görünümündeki yuvarlak bölüme bir minik göz, bir ağızcık ekliyorum. Sanki anne karnında istirahat eden bir minik yavru beliriyor hayalimde. Minik bir cenin… İnsan diyorum, Hu’dan gelir Hu’ya gider… Daha da düşünmek mümkün, yeter ki düşünelim.

Rakamlardan çok farklı şekiller yani düşünceler üretme işini çocuklar çok güzel yapıyor. Muhayyileleri bazı keskin kabullerin tırpanlarıyla biçilmediği için olabilir bu. Bir bilseniz rakamlardan neler neler çiziliyor? Bir bilseniz rakamlar nelere işaret ediyor? Yeter ki kelimeler kadar rakamların musikisine dikkat kesilelim…

Editör: Mehmet Çalışkan