Op. Dr. Güler Şahin
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Anne karnında yalıtılmış bir ortamdan dünyamıza gelen bebeğin ilk hoş geldin hediyesidir anne sütü. İlk altı ay, bebeklere, gereksinimleri olan tüm besin öğelerini tek başına sağlayabilen en iyi besindir. İçerik açısından protein, yağ, su, vitamin, mineral ve probiyotikleri tam da bebeğin ihtiyaç duyduğu kadar barındırır. Üstelik her annenin sütü bebeğine özeldir. Bebeğin erken doğmasına veya miadında olmasına bağlı olarak sütün içeriği de değişir.

Özellikle doğumdan hemen sonra gelen, emzirme döneminde üretilen sütten içerik olarak farklı olan, kolostrum (ağız sütü) olarak bilinen süt, bebek için çok önemlidir. Kolostrum, kan ve enfeksiyon barındırmaz. Bağışıklık kazandıran immünoglobulin ve yüksek oranda protein içerir. Antikor, vitamin ve mineral açısından zengin ve besleyici özellikleri yüksek olan bu süt, aynı zamanda bebeği ileride birçok mide ve bağırsak hastalığına karşı koruyacak ilk besindir. Kolostrumun içeriğinde yeni doğmuş bir bebekte henüz yapılamayan, antikor niteliğinde maddeler bulunur. Bu maddeler annenin meme bezinden salınır ve bebeğin ince bağırsaklarından tamamen emilerek antikor yapma özelliği gelişene kadar bebeği mikroplara karşı korur.

Sadece anne sütü alan bebeklerin, düzenli takiplerinde kilo alımı iyi ise D vitamini dışında ilk 6 ay suya veya başka bir ek gıdaya ihtiyacı olmaz. Anne sütünde yeterli miktarda su bulunduğundan çok sıcak iklimlerde bile bebeğe ayrıca su vermeye gerek yoktur. Altıncı ay itibarıyla sırayla ve yavaş yavaş ek gıdaya geçilse de mümkünse iki yaşına kadar anne sütüne devam edilmelidir.

Anne sütü aynı zamanda immün sistemi desteklemektedir. Bebeğin ilk aşısı olarak da nitelendirilebilir. Çünkü annenin önceden geçirdiği hastalıklara karşı ürettiği koruyucu antikorlar bebeğe bu yolla geçmeye devam etmektedir.

Anne sütü ile beslenen bebeklerde alerjik reaksiyonlar daha az görülür. Hazımsızlık, kabızlık, pişik, karın ağrısı, obezite gibi sorunlara daha az rastlanır. İçeriğinde yeterli miktarda demir bulunduğu için anne sütü alan bebeklerde kansızlık görülmez.

Anne sütü, daima taze, temiz ve bebeğe vermek üzere hazırdır.

Ayrıca bebeğin annesiyle arasındaki en iyi iletişim yolu emzirmedir. Emzirme, bebekle anne arasında özel sevgi bağı kurulmasını sağlar. Anne sütü alan bebekler ileriki yaşamlarında psikolojik olarak daha sağlıklı bireyler olmaktadırlar.

Emzirmenin Anneler İçin Önemi

Emzirme esnasında salgılanan oksitosin hormonu, doğum sonu kanamayı azaltmak için kullanılan bir çeşit ilaç aslında. Anne emzirdikçe oksitosin rahmin kasılmasını sağlar ve kan kaybını azaltır. Bu hormon aynı zamanda annenin bebeğe bağlanmasını sağlar. Duygusal açıdan tatmin olan anne, bebeğine sevgi dolu davranır. Bebeği terk etme veya hırpalama olasılığı daha düşüktür. Oksitosin temasla da salgılanan bir hormon olduğundan bebekte de yükselir, mutluluk ve güven hissettirir. Emziren annelerin meme, rahim ve yumurtalık kanseri riski azalır.

Emzirme Döneminde Beslenme

Özellikle doğumdan sonraki ilk günlerde sıvı gıdaların bol tüketilmesi önemlidir. Protein içeriği yüksek et, tavuk, bakliyat, kuru yemiş gibi yiyecekler sütün besleyiciliğini artırır. Ayrıca kuru incir, kuru dut, kayısı hoşaflarının ve ayva, armut, elmadan yapılan kompostoların bolca tüketilmesi tavsiye edilir. Mayalanmış arpa kaynaklı boza gibi gıdalar da sütü artırır.

En önemlisi emzirmenin bizzat kendisi sütü artırır. Sık sık duş almak da laktasyonun başlamasına ve artmasına katkıda bulunur. En önemlisi de moral destektir. Anneyi yumuşak tatlı dille destekleyip her konuda yardımcı olmak, süt miktarının artmasında tahmin edemeyeceğiniz derecede etkilidir.             

Aslında her şey doğal seyrinde gidince süt de genellikle kendiliğinden gelir ve günler içerisinde artar. Yine de sütünüzün yetmediği, bebeğin emmediği durumlarda doktorunuzdan yardım isteyin.

Editör: Mehmet Çalışkan