Kapadokya

Eda Saklı Köksal

60 milyon yıl önce Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağı'nın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu, altta bazalt içeren sağlam bir kabuk, üstünde betonlaşmış volkanik küllerden meydana gelen çok dirençli tüf ve kayadan oluşan tabakalar; iklim değişikliği, gece gündüz sıcaklık farkı, yağmur suları gibi sebeplerden aşınarak yassı ve sivri yapıları yani peri bacalarını oluşturmuş. Jeolojik kıymetinin yanı sıra, misafir ettiği uygarlıkların çeşitliliği ile de kültür atlası hayli geniş bir bölge Kapadokya.

Yerleşimlerin (M.Ö. 3000-1750) Asur Ticaret Kolonileri ve Hititler Dönemi’nde başladığı bölgede, M.Ö. 2500 sonlarında Asurlular ticaret kolonileri kurmuşlar. Asurlular’ın Katpatuka (güzel atlar ülkesi) adını verdiği bölge, Persler döneminde Kapadokya adını almış.

Roma, Bizans, Moğollar’ın da hâkimiyet sürdüğü Nevşehir, 1176 yılından itibaren Anadolu Selçukluları’nın elinde kalınca imar çalışmaları hız kazanmış, Hristiyan halk, Roma baskısından korunmak için sığındığı yer altı şehirlerinden çıkarak hoşgörü ortamında yaşar hâle gelebilmiş. 1466 yılında resmen Osmanlı Devleti topraklarına katılan Nevşehir, Damat İbrahim Paşa dönemine kadar Niğde’ye bağlı küçük bir köy iken, 18. yüzyıl başlarında camiler, külliyeler, çeşmeler yaptırılarak geliştirilmiş.

NERELERİ GEZMELİ?

Öncelikle belirtmeliyim ki Kapadokya alanı yoğun olarak açık hava müzelerinden oluşuyor. Bu rotalara müzeler kapanmadan ulaşmanızda ve mutlaka bir müze kart edinmenizde fayda var (kartsız giriş ücretleri pek de ucuz değil).  İlçelerin ve kasabaların birbirine yaklaşık 15 dk. mesafede olması da bölgenin, ziyaretçilerine tatlı bir hediyesi. Yazın güneş yakıcı olduğu için (ki en doğru mevsimin ilkbahar olduğu söylenir) valiz hazırlığınızı da ona göre yapmalısınız. Balon tur ve gözlemi güneş doğmadan başladığından hırkalar da valizlerin olmazsa olmazı. Birbirine yakın ören yerleri için ATV safarilerine katılabilirsiniz.

Göreme Açık Hava Müzesi

Göreme Kasabasında bulunan bir kaya yerleşim yeridir. 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde manastır hayatı yaşanan bölgede hemen her kaya bloğunun içinde kiliseler, şapeller, yemekhaneler ve oturma mekânları mevcut. Bugünkü Göreme Açık Hava Müzesi manastır eğitim sisteminin başlatıldığı yer olarak kabul ediliyor. Onlarca kilise bulunan açık hava müzesinde oyuntuların içine girdiğinizde fresk tekniğiyle betimlemeler görebiliyorsunuz.

Üç  Güzeller

Peribacalarının vitrin güzelleri de diyebiliriz onlara çekirdek ailenin üç üyesi de. Gündüz başka, gece ayın siluetinin bacaların arasına konumlanmasıyla başka kareler yakalayabilirsiniz Üç Güzeller Seyir Tepesi’nde. Burası, Erciyes Dağı’nın manzarasına da ulaşabileceğiniz bir nokta aynı zamanda.

Damat İbrahim Paşa (Kurşunlu) Camii

Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından 1726-1727 yılları arasında inşa ettirilen külliye; camii, medrese, kervansaray, sıbyan mektebi, imaret, hamam ve iki çeşmeden oluşuyor. Bu külliye, klasik Osmanlı külliye programının son uygulamalarından. Cami, Nevşehir merkezine yürüme mesafesinde.

Ürgüp Müzesi ve Ortahisar Kalesi

1971 yılında ziyarete açılan Ürgüp Müzesi’nde prehistorik dönemlerden Osmanlı dönemine kadar arkeolojik ve etnografik eserler sergileniyor.

Hazır Ürgüp’e uğramışken ilk olarak Etiler tarafından oyulan dünyanın en büyük peri bacası olarak bilinen Ortahisar Kalesi de mutlaka görülmeli. Çok katlı yerleşimlerin ilklerinden olan 1200 m rakımlı 86 m yükseklikteki kale, önce sığınma/korunma amaçlı yapılsa da daha sonra barınak olarak kullanılmış ve yerleşke olarak tepeden aşağıya katlar şeklinde artarak devam etmiş.

Ortahisar mağaraları şimdilerde narenciye saklamak için soğuk depolar olarak kullanılıyor.

Ürgüp manzarasının bir bölümünü ihtiva eden Temenni Tepesi ve Temenni Türbesi de yine uğranabilir rotalar arasında.

Taşkınpaşa Külliyesi

Külliye, Taşkınpaşa (Damsa) köyünde bulunuyor. Karamanlılar döneminin Beyi Taşhun (Taşkın) Paşa tarafından XIV. yy. ortalarında inşa ettirildiği tahmin edilen yapı; medrese, cami ve türbelerden oluşuyor. Kündekâri tekniğinin uygulandığı mihrap ve minberi, 1940 yılında Ankara Etnografya Müzesine taşınmış.  Karamanlı sanatının kendine has özelliklerini yansıtan yapıların tamamı günümüze kadar gelebilmiş.

Saruhan Kervansarayı

Şu an Kültür Bakanlığı denetimindeki Kervansaray, II. İzzettin Keykavus tarafından yaptırılmış (1249). O dönemlerde diğer kervansaraylarda olduğu gibi burada da üç gün süreyle misafirlerden hizmet bedeli alınmaz, masraflar vakıflar tarafından karşılanırmış.

Yer Altı Şehirleri

7. ve 13. yüzyıl arası baskılardan kaçan Hristiyan halkın sığındığı, barınakları ve temel ihtiyaç alanlarını barındıran Derinkuyu Yer Altı Şehri, Nevşehir'in Derinkuyu ilçesinde bulunuyor. Yoğun ziyaretçi akınına uğrayan şehir, 8 katlı ve hayli serin. Girişleri yer yer bir insan boyunun çok altındaki geçitlerden geçerek katlara ulaşım sağlanıyor. Kalp ve astım hastalarının bu keşfe katılmasına izin verilmiyor. Zaman zaman nefes darlığı yaşadığınızda neden böyle bir kural koyulduğunu daha iyi anlıyorsunuz.

Bölgede Kaymaklı, Özkonak ve en son keşfedilen Mazı gibi başka yer altı şehirleri de mevcut. Yine oralarda da dar koridorlarla birbirlerine bağlanan oda ve salonlar, ahırlar, şırahaneler, depolar, su mahzenleri, mutfak ve erzak depoları, havalandırma bacaları, su kuyuları, kilise ve dışarıdan gelebilecek herhangi bir tehlikeyi önlemek için kapıyı içten kapatan büyük sürgü taşları var.

Uçhisar Kalesi

8. yüzyılda yapıldığı bilinen 40 m yüksekliğindeki kale, Bizans ve Selçuklu dönemlerinde de kullanılmış. Kaya parçalarının düşme ihtimaline karşı eteğindeki kaya yerleşimler boşaltılmış. Kaleden tüm Kapadokya vadileri rahatlıkla görülebiliyor.

Paşabağları ve Zelve Ören Yeri

Peri bacalarının en iyi gözlenebildiği Paşabağları ve bacaların en yoğun olduğu yer Zelve, Kapadokya’nın görülmeden geçilmemesi gereken bölgeleri.

Manastırlar, kiliseler, yerleşim yerleri, tünel, değirmen, cami gibi yapılar barındıran vadide, özellikle sıcak havalarda, dolaşmaktan bunalıp “Efendim hepsi Peribacası değil mi? Bir tane gezip görsek bize yeter.” derseniz yanılabilirsiniz. Hepsi, yapı ve hikâye olarak farklı. Bir bölgeden diğerine geçerken peribacalarının şekli hatta rengi bile değişiyor.

Kalemle açılmış gibi uca doğru sivrilmiş olanlar (Göreme), üzerinde mantar başlık şeklinde lav kütlesi (andezit) barındıranlar ve kenarı dik çevresi yuvarlak olanlar (Zelve, Paşabağlar) şeklinde sınıflandırılıyor.

Gökyüzünün Lolipop Şekerleri: Balonlar

Kapadokya denince insanın zihninde panoramik bir fotoğrafın içinde peribacalarından gökyüzüne bırakılan şekerler gibi balon görüntüleri beliriyor. Sabah ezanının okunması ve gün doğumu arasında ateşlenen balonlar önce karanlığın içine yakılmış birer gaz lambası gibi arzıendam ediyor. Yükselirken doğan güneş ve alevin şiddeti, renk cümbüşünde gezdiriyor hem sepetinde taşıdıklarını hem de seyrüsefa edenleri.

Göreme Âşıklar Tepesi’nde 360 derece ardı sıra bu görsele şahit olabilmek güzel bir deneyim hem de hiçbir ücret ödemeden. Ortalama 50 dakika süren bu balon seyahatini ben de tecrübe etmek isterim diyenlerin (fiyatlandırma talep ve döneme göre değişiklik gösteriyor) 180 euro gibi bir ücreti hâlihazırda bulundurmaları gerekiyor. Uçuşların her biri, Sivil Havacılık Kurumunun izni, yönlendirmesi ve denetlemesi ile yapılıyor. Kişiler, bireysel olarak sigortalandırılıyor. 6 yaş altındaki çocuklar ve hamileler uçuşlara katılamıyor.

Kapadokya bölgesinin kültür atlası öyle ki geniş ki sınırlı metinlere de birkaç günlük turlara da sığamıyor. Ama sizin vaktiniz varsa yazmaya çalıştığım güzergâhlara ek olarak Altı Kapılı Türbe, Rüknettin Kılıçarslan Türbesi, Kesikbaş Türbesi, Hacı Bektaş Veli Türbesi ve onlara ek Taşlıbel Çiçekli Camii'ne de bir namaz vakti uğramanızı tavsiye ederim. İmam Ahmet Aydemir, çocuklara camiyi sevdirmek için çiçekler dikmiş ve onlara çocukların isimlerini vermiş. Böylece bir yandan çocuklara sorumluluk ve doğa sevgisini aşılarken diğer yandan camiye olan bağlılığını arttırmış.

NE YEMELİ NE YAPMALI?

Nevşehir mutfağı denince öncelikle akla tabii ki testi kebabı ve Nevşehir tavası geliyor. Tadına bakmadan gezinizi sonlandırmamanızı öneririz.

Gezilerin olmazsa olmazı hediyelik eşya ve çömlekçiliğe dair bulmak istediğiniz her şey, Avanos’ta sizi bekliyor olacak. Kızılırmak nehri üzerinde bulunan sallanan asma köprüden geçerek ilçe merkezini gezebilir, müzeleri ziyaret edebilir ve mağara oyuntuları içindeki çömlekçilik deneyimlerine katılabilirsiniz.

Editör: Mehmet Çalışkan