Ağrı İl Müftülüğü Gençlik Koordinatörlüğünce "Çevrimiçi Gençlik Buluşmaları" kapsamında; "Anlam Dünyamız ve Gençlik" başlığıyla düzenlenen etkinlikte, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mustafa Irmaklı gençlerle buluştu.

Salgına karşı alınan tedbirler kapsamında çevrimiçi gerçekleştirilen etkinlikte gençlerle bir araya gelen Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Irmaklı, insanın yaratılış gayesine dikkati çekerek; "İnsanın yeryüzünde bulunmasının özel bir gayesi var. İnsan vahye muhatap kılınmıştır. İyiyle kötüyü, doğruyla yanlışı, güzel ile çirkini ayırabilme yeteneği, akli donanımı var. Bunun yanında Allah vahiy göndermiş ve vahyi açıklayan peygamberler seçmiş. Bütün bunların temel gayesi, insanın yeryüzünde Allah’ın istediği şekilde adalet ve merhamet içerisinde hayatı yönetmekle yükümlülüğüdür. İşte insan bu gayeyi anladığında anlam problemlerini çözecektir." dedi.

"İnsanın en temel ihtiyacı anlam arayışıdır"

İnsanın en temel ihtiyacının anlam arayışı olduğunu belirten Irmaklı, "Bu anlam ihtiyacının insan hayatında en fazla öne çıktığı dönem gençlik dönemidir. Gençlik dönemi bir problem dönemi değildir. Gençlikten bahsederken bir sorunmuş gibi bahsedemeyiz. Gençlerle ilgili çalışmalara baktığımızda sanki bir sorundan bir problemden bahsediyormuşuz gibi bir dil kullanıyoruz. Bu büyük bir yanlıştır. Gençlik dönemi duyguları esasında oldukça güzel, önemli ve mübarek duygulardır. Biz onları iyi yönetemediğimizde probleme dönüşür." dedi.

"Gençlik kendini arayan insandır"

İnsanın anlam arayışında gençlik döneminin önemini vurgulayan Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Irmaklı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Genç, kendini arayan insandır. Öyleyse biz ona kendini, değerini, kıymetini gösterelim ki o aradığına kavuşmuş olsun. Biz ona hayatın ve varlığın anlamını sunalım ki anlam arayışı güzelliğe dönüşsün. Gençlik döneminde insanın kedini ispat etme, fark edilme duygusu var. Biz de gençlerimize kendilerini fark edebileceği, ispat edebileceği alanlar, değerler oluşturalım. Kalitesiyle, üretkenliğiyle, katkılarıyla kendini ispat etsin. Eğer biz bunu oluşturamazsak, bu defa başka başka etkilerle, kılık kıyafetiyle, saç modeliyle, aykırılıklarıyla fark edilme ve kendini ispat etme arayışına girecektir. Çünkü böyle bir ihtiyacı var. Bu sebeple duygunun iyi yönetilmesi lazım. Önemli olan bu ölçüleri iyi koyabilmektir.

İnsan anlamlandırabildiği herşeyin üstesinden gelebilir. Bir insan düşünün; sabah uyandığında yüzünde gördüğü bir sivilce sebebiyle bunalıma giriyor. Bir başkası ömrünü tekerlekli sandalyede geçiriyor ama kalbi daha mutlu, huzurlu. Bu ikisi arasındaki fark, hayata ve eşyaya yüklenen anlamdır. Eğer biz hayata dair her anlamı eşyaya indirgersek, bu eşya bozulduğunda her şey darmadağın olur. Ama hayatın anlamı, insanın güzelliği, dünyanın geçiciliği, ahiretin varlığı, insanın bir yolcu oluşu ve insanın değeri bütün bunları biz hakiki manasıyla anlayabilirsek o zaman dünyaya ait sıkıntı insanı depresyona sokmaz, hayatını alt üst etmez."

Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mustafa Irmaklı, konuşmasını gençlere yaptığı şu tavsiyelerle tamamladı:

"Gençlerimize özellikle umutlu olmayı tavsiye ediyorum. Bugün hayatın birçok problemleri var, zor bir çağda yaşıyoruz ama bu çağı güzelleştirebilecek imkana sahibiz. Gençlerimizin bu anlamda ideali büyük olsun. Zorluklar ve sıkıntılar onları umutsuzluğa düşürmesin. İnsan ideali, derdi kadardır. İdealinizi sadece kendinize saklamayın, buna bütün insanlığı dahil edin. İdealinizi dünya kadar büyütün. Güzel ahlaktan ayrılmayın. Bu anlamda bizim umudumuz, endişemizden büyüktür."

Program Ağrı İl Müftüsü Tandoğan Topçu'nun teşekkür konuşması ile tamamlandı.

Editör: Mehmet Çalışkan