Bayramınız ve cumanız mübarek olsun aziz kardeşlerim,

Ramazan ayını hayırlısıyla tamamladık. Oruçlarımızı tuttuk, teravihlerimizi kıldık. İmsaklarımızı, sahurlarımızı yerine getirdik. Ramazan ayına ait olan ibadetlerden fitreyi, fidyeyi ifa ettik, Elhamdülillah. Bugün itibariyle bayramın ilk gününü idrak ediyoruz, Cenab-ı Hakk hayırlısıyla tamamlamayı, akrabaları, komşuları ziyaret etmeyi ve ulaşabildiğimiz kadarıyla Müslümanlarla bayramlaşmayı hepimize nasip eylesin.

Kardeşlerim

Müminler ibadetlerini şükretmek için yaparlar. İbadetlerinin en önemli hikmetlerinden birisi şükürdür, bir diğeri de iyi insan olmak, iyi Müslüman olmak için ibadetlere sarılmaktır. Bir gün Allah Rasulü Efendimiz, Hz. Aişe validemiz ile sohbet ederken Hz. Aişe validemiz, Peygamber Efendimizin yüzüne şöyle bir baktı. Onu biraz yorgun ve rahatsız gördü ve dedi ki, “Ya Resulallah, çok yorgunsun ibadetlerini ne olur biraz azaltsan” tabii burada nafile ibadetlerini kastederek böyle bir talepte bulundu, Allah Rasulü Efendimize sık sık vahiy geliyor, bir vahiy geldiği zaman Efendimiz (s.a.s.) omuzları adeta çöküyor. Vahyi tebliğ ederken kabul edenler oluyor, etmeyenler oluyor. Ona eza ve cefa edenler olduğu için büyük bir üzüntüye gark oluyor. Efendimiz, (s.a.s.) bütün bunların ağırlığı altında adeta yorgun düşüyor, bitkin düşüyor. Geceleri kalkıyor teheccüt namazı kılıyor, pazartesi, perşembe ya da gün aşırı oruç tutuyor, Diğer zikir, tefekkür için yapmış oldukları ve Kur'an okuması tüm bunlar Peygamber Efendimizi yorgun düşürüyor. Allah Rasulü efendimiz Hz Aişe validemize şu cevabı veriyor, “Ya Ayşe ben Allah'a şükreden bir kul olmayayım mı?”

Değerli Kardeşlerim,

İşte bu cevap bizim ‘niçin ibadet ediyoruz’ sorusuna vereceğimiz en önemli cevaplardan birisidir. İbadetlerimizin arka planındaki hikmet, Allah'a şükretmektir. Şükrümüzü gerektiren o kadar çok şey var ki, kainata baktığımız zaman insanın haricindeki bütün mahlukat insan için birer nimet olarak yaratılmıştır. İşte bu nimetlere karşı şükretmek gerekiyor. Şöyle bir bedenimize baktığımız zaman elimizi, ayağımızı, gözümüzü, kulağımızı bütün azalarımızın şükrünü eda etmek için sadece Rabbimizin istediği emirleri yerine getirmemiz gerekiyor. Biz bunlara genel olarak ibadet diyoruz. Bu işi yapmaya da ubudiyet, yani kulluk diyoruz. Kulluğumuzu icra etmemiz gerekiyor. Ramazan ayında oruçlarımızla, namazlarımızla Kur'an kıraatimizle, mukabelelerimizle, hayır hasenatlarımızla, Allah rızası için yapmış olduğumuz tüm ibadetlerimizle şükrümüzü eda etmeye çalıştık.

Değerli Kardeşlerim,

Ramazan ayında büyük bir alışkanlık kazandık. Kötü alışkanlıklarımızdan uzaklaştık. İbadetlerimizi daha bir gönülden yaptık. Tıpkı Rabbimizin Müminun suresinde buyurduğu gibi “Müminler kurtuluşa ulaşmışlardır. Onlar namazlarında huşu içerisindedirler” Ramazan ayı bize bu huşuyu tanımamızı, daha yakından yaşamamızı sağladı. Gönlümüz istiyor ki; diğer 11 ayda da huşu içerisinde ibadet etmeye devam edelim. Elimizi, ayağımızı, gözümüzü, kulağımızı, bütün azalarımızın ve kainatta bizim için Rabbimizin yarattığı bütün nimetlerin şükrünü eda edebilmek için namazlarımızı ihmal etmeyelim. Zekatlarımızı ihmal etmeyelim. Hayır hasenatımızı ihmal etmeyelim. Ramazan ayı boyunca uzaklaşmış olduğumuz kötü alışkanlıklardan uzak durmaya devam edelim. Akrabalarımızı ihmal etmeyelim, komşuluk ilişkilerimizi en güzel seviyede tutalım. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki “Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse komşusuna iyilik etsin, Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimse ya hayır konuşsun ya da sussun.”

Kardeşlerim,

Ramazan ayında biz hep hayırla meşgul olduk. Kur'an okuduk. Kur'an bizi gıybetten uzak tutuyor, Kur'an bizi hasetten fesattan kin ve nefretten uzak tutuyor, başkalarının dedikodusunu yapmaktan uzak tutuyor. Ne olur hayatımıza gıybeti sokmayalım. Hayatımıza dedikoduyu, başkalarının hakkında kötü konuşmayı sokmayalım. Hayatımıza ibadetsizliği sokmayalım. Namaz 5 vakit olarak hayatımızın bir parçası olsun.

Değerli Kardeşlerim,

Akraba ziyaretlerine ihmal etmeyelim.  Büyüklerimize saygı, küçüklerimize sevgi göstermezsek Peygamber Efendimizin şu hadis-i şerifine muhatap oluruz; “Küçüklerine merhamet etmeyen, büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir” Allah muhafaza ne anlama geliyor, yani İslam dairesi dışına çıkmış olur gibi bir endişe taşıyor Efendimiz. Şu uyarısı ile hutbemi bitireyim, Efendimiz (s.a.s.) buruyor ki “Ümmetimin iki şeye dikkat etmeyeceklerinden endişe ederim birisi sağlıkları, bir diğeri de zamana dikkat etmezler. Zamanı boşa geçirirler.” Halbuki ömrümüz çok kısadır, nefeslerimiz sayılıdır. Zamanı çok iyi değerlendirmek zorundayız. Yarın kılarım, öbür gün kılarım, gelecek sene kılarım Ondan sonra ki sene kılarım diye beş vakit namazımızı ihmal edersek. Yarın veririm ya da birkaç sene sonra veririm diye zekatlarımızı ihmal edersek ömrümüz o tahmin ettiğimiz ya da vermeyi, kılmayı düşündüğümüz yıllara yetişmezse Rabbimizin huzuruna borçlu olarak gideriz. Cenab-ı Hakk ramazan ayında kazanmış olduğumuz bu alışkanlıkları diğer aylara da yaygınlaştırmayı ve hiçbir zaman ihmal etmemeyi, şükretmek anlayışı içerisinde ve ibadetlerin kendisini iyi Müslüman yapacağı zihniyeti içerisinde yaşamayı bizlere nasip eylesin.

Editör: Mehmet Çalışkan